Büyük kahramanlık öykülerinin, kahramanlık destanın yazıldığı Çanakkale Zaferi’nin üzerinden tam 106 yıl geçti. Her yıl 18 Mart’ta, uğruna canını feda eden, her bir şehidimiz karşısında saygıyla eğiliyor; bugünlerimizi borç biliyoruz. Türkiye’nin lider uçak ve otobüs bileti sitesi Enuygun, Çanakkale Zaferi’nin 106. yılında bu önemli zaferin izlerini taşıyan yerleri derledi.
Çanakkale Zaferi’ne ışık tutan, tüm Türkiye ve dünyadan ziyaretçi akınına uğrayan Çanakkale -Gelibolu Yarımadası, zaferin şanlı tarihine ışık tutacak bir gezi planlayanlar için ideal bir rota oluyor. Küçükten büyüğe, her görenin farklı duygularla etkilendiği Gelibolu Yarımadası’nda Enuygun’un derlediği bu noktaları mutlaka görmelisiniz.
Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi
11 odalı bu müzede; Kara Savaşı Harekâtı, Nusret Mayın Gemisi, Seyit Onbaşı gibi birçok tarihi olay, eser ve kişiyi anlatan, kahramanlık öyküleri 3 boyutlu yöntemlerle izlenebiliyor. Her bir odasında farklı bir öykünün anlatıldığı bu merkeze girmek için rezervasyon yaptırmak gerekli. Müze Kart’ı olanlara girişin ücretsiz olduğu bu alan, Çanakkale Boğazı’nı simgeleyen tasarımıyla dikkat çekiyor.
Seddülbahir Müzesi
Savaşın en kanlı çatışmalarını en iyi anlatan yerlerden biri de: Seddülbahir Ahmet Uslu Müzesi. Eceabat’ın yüksek bir tepesinde, Seddülbahir Köyü’nde yer alan bu müzede, savaşta askerlerin kullandığı teçhizatlar sergileniyor. Tarihi bir ev bahçesinde yer alan müzede; uçak, top gibi başka savaş malzemeleri de bulunuyor.
Seyit Onbaşı Heykeli
İlkokul tarih kitaplarından tanıdığımız Seyit Onbaşı’nın, sınır tanımayan gücüyle yüzlerce kilo ağırlığındaki topları nasıl kaldırdığına, bugün bile tahmin yürütmek imkansız… Savaşın kilit sürecinde, mekanizması bozulan topun, 214 kiloluk mermisini sırtlayıp atan Seyit Onbaşı, savaşın aynı zamanda seyrini değiştiren isimlerden biri. Boğazı gören, yüksek bir tepede Seyit Onbaşı’nın elinde mermiyle dev bir heykeli bulunuyor.
Bigali Köyü
Savaşın en yoğun çarpışmalarının yaşandığı Conkbayırı ile Arıburnu arasında bulunan ve hâlâ insanların tarım yaparak yaşamını sürdürdüğü eski bir köy olan Bigali Köyü bulunuyor. 19 Nisan 1915’te köye gelen Atatürk, 25 Nisan sabahına kadar burada kalıyor ve tatbikatlar yapıyor. Kahramanlık öyküsü yazan 57. Alay Komutanlığı’na bağlı askerler ise o yıllarda burada eğitiliyor. Atatürk’ün köyde misafir edildiği ev, 2006 yılında restore edildiğinden beri ziyaretçi ağırlıyor.
Kilitbahir Kalesi
Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un işgalinde Avrupalıların yardımlarını kesmek amacıyla; inşa ettirdiği kale, 1. Dünya Savaşı’nın kanlı çatışmalarının önemli bir noktası. Kale, yüzlerce yıldır ayakta kalmayı başaran, Çanakkale Boğazı’nın en dar noktasına inşa edilmiş ve her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği yerlerden biri olmayı sürdürüyor.
Namazgâh
1407 yılında, sefere çıkan deniz askerleri için Hacı Paşaoğlu İskender Bey tarafından yaptırılan bu namazgâh, Kilitbahir Kalesi’nden sonra göze ilk çarpan yer. Namazgâh, günümüzde müze olarak kullanılıyor.
Çanakkale Anıtı
Bugün anıtı gezerken gurur duyduğumuz, bir o kadar da hüzünlendiğimiz Gelibolu Yarımadası’nda bir anıt yapılması fikri; 1943 yılında doğuyor fakat; anıt, uzun yıllar maddi imkânsızlıklar yüzünden inşa edilemiyor. 1954 yılında temelleri atılan anıt, uzun süre bitirilemeyince yurt genelinde bir kampanya yapılarak, toplanan bağışlarla tamamlanıyor. Bugün Çanakkale Boğazı’na tepeden bakan noktada, tüm ihtişamıyla duran bu eşsiz abide, 1960 yılında törenle açıldı ve 1972 yılında Gelibolu Yarımadası Milli Park ilan edildi.
Yalnız Çam Anıtı
Gelibolu Yarımadası yalnız Türkler için değil; Avustralya ve Yeni Zelanda halkı için de tarihi bir öneme sahip. Çanakkale Savaşı’nda, kendi vatanlarından binlerce kilometre uzaktaki Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri de savaşıyor. “Anzak” olarak adlandırılan şehit askerlerinin torunları da her yıl dedelerini anmak üzere; Gelibolu Yarımadası’nı ziyaret ediyor.
Anzakların, Gelibolu’ya ayak bastığı 25 Nisan tarihi; Avustralya ve Yeni Zelanda’da, savaşta yaşamını yitirenler için anma günü olarak kutlanıyor. Anzakların çıkarma sırasında gördükleri tek çam ağacının, savaşta yıkıldığı biliniyor. Daha sonra bu ağacı simgeleyen bir anıtla, savaşta ölenlere ait mezarlar yapılıyor. 14 metre yüksekliğindeki anıtın önünde; savaşta ölen ve kaybolan Anzakların isimleri yer alıyor.
57. Piyade Alayı Şehitliği
57. Piyade Alayı Mustafa Kemal’in komutanlık ettiği bu alay, Anzak çıkarmasını durdurmak üzere harekete geçiyor ve büyük kahramanlıklar gösteriyor. Hatta 57. Alay, Çanakkale Zaferi sonrası; Galiçya, Sina ve Filistin cephelerine de gönderiliyor. Buralardaki kahramanlıkları sayesinde; 57. Alay, dünya üzerinde en çok madalya sahibi olan, alaylardan biri olarak biliniyor.
Bu askerlere duyulan saygıdan dolayı; Türk ordusunda, günümüzde 57. Alay bulunmuyor. Şehitlikte 25 Nisan 1915’teki kahramanlıklarını gösteren 45 metrekarelik alana yapılmış bir rölyef bulunuyor. Şehitliğin girişinde, 108 yaşında vefat eden Türkiye’nin en yaşlı şehidi Hüseyin Kaçmaz’ın bronz heykeli de bulunuyor.