20 yıl önce bir mobilya markasının Avrupa temsilcisi olarak Almanya’ya yerleşen Celil Yalçın gayretleri ile kısa zamanda kendi işini kurarak Avrupa’ya ihracat yapmaya başladı ve perakende satışlarını hızlı bir şekilde yükseltti.
Türkiye ekonomisini güçlendirerek, Türkiye Bursa – İnegöl, İzmir – Gaziemir, İstanbul’da üretim yapılan 2000 çeşit ev mobilya çeşitlerini Avrupa’ya pazarlamaya devam eden başarılı iş insanı Celil Yalçın, VipTurkey okuyucuları için özel bir röportaj verdi.
Celil Bey, Almanya’da girişimci bir Türk iş insanı olarak mobilya sektöründe hangi hizmetleri veriyorsunuz?
Almanya’da 10 yıldan beri mobilya hizmeti veriyoruz. Ev mobilyası, koltuk, baza, yatak odası, çocuk odası gibi ürünleri Türkiye’den getiriyoruz, aynı zamanda da mağazamızda Alman markası mutfaklar satıyoruz.
Müşterilerimizin evine giderek ölçü alıp, mutfak dizaynı ve ev – villa düzeni yapıyoruz. Teslimat sürelerimiz normalde 5 ile 6 hafta sürüyordu fakat koronadan dolayı bu süreç 8 ile 10 hafta arasına çıkmıştı. Şu anda bu süreç normale dönüyor bundan da ayrıca mutluluk duyuyoruz.
Mobilya sektöründe ilerleme süreciniz nasıl gelişti?
Müşteri kitlemizin %85-90’ı Türk, Arap ve yabancı uyruklu insanlardan oluşuyor. Almanlar %10’luk bir kısımda çünkü maalesef Türkiye’de üretilen mobilyalar Almanların zevkine uymuyor. Almanlar biraz daha geniş, daha rahat, daha modern tarzları seviyorlar. Tabii ki, onlara özel ürünleri de mağazamızda bulunduruyoruz fakat Almanlar biraz milliyetçi olduğu için bu konuda Türkleri değil de daha çok büyük Alman mağazalarını tercih ediyorlar.
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz, müşterileriniz size nasıl ulaşıyorlar?
Türkiye’den Avrupa’ya ithalatta, Almanya başta olmak üzere Avusturya, İsviçre, Fransa, Hollanda, Belçika gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. Müşterilerimizin kapı teslim ürünlerini onlara veriyoruz. Bize internet sayfamızdan ulaşıyorlar. İstedikleri modeli, istedikleri renkleri telefon servisimizden sipariş olarak veriyorlar ve 6 ile 8 hafta içerisinde kapılarına teslim ediyoruz.
Belçika, Hollanda, Avusturya, Fransa, Lüksemburg, İsviçre gibi bütün Avrupa ülkelerine teslimatlarımız mümkündür.
Bundan sonraki hedefleriniz neler, öğrenebilir miyiz?
Şu sıralar Almanya’nın kuzey bölgesinde aşağı yukarı 1.200 – 1.300 metrekare ile en büyük Türk mobilya mağazasını açmak üzereyiz. Mağazamızı tuttuk, tadilatını yapıyoruz. 2 tane olan şubemizi büyük bir şube olarak burada toplayarak ürün portföyümüzü geliştirmek istiyoruz.
Örneğin mutfak olayı daha önceden yoktu şu an mutfak da satmaya başladık. Mutfaklarımız Alman markası. Yani ankastreleri içinde, müşterilerimiz Beko, Siemens, Mila gibi elektronik eşyalarla beraber bunları bizden alabilirler.
Mutfaklarımızda özel renk mermer gibi her türlü farklı istekleri yerine getiriyoruz. Müşterilerimizin evine son model özel ölçülü ya da adalı mutfaklar yapabiliyoruz. Mutfaklarımızda 5 yıl, mobilyalarımızda 3 yıl garanti vardır. Bu şekilde hizmet anlamında gelişmek istiyoruz.
Celil Bey, Türkiye’yi mobilya sektörü açısından değerlendirecek olursanız neler söylemek istersiniz?
Türkiye’yi mobilya sektörü açısından değerlendirecek olursak şu an dünyada 3. sırada diyebilirim. Mobilyaların dizaynı, tasarımı ve AR-GE’si olarak çok beğenilen modeller var. Başta Arabistan ülkeleri olmak üzere, tüm dünyaya, tüm Avrupa’ya ithalat yapılıyor. Modeller Avrupalılara yönelik de çıkmaya başladı.
Türkiye’de biraz daha hızlı üretim yapılması ya da paketleme bölümünde biraz daha profesyonel olunması gerekiyor. Paketlemede, kurulumda, kurulum kâğıdı gibi ürünlerde mobilyaların içinde eksiklikler oluyor. Bunların biraz daha düzeltilmesi lazım ama model ve görsellik olarak çok iyi, çok beğenilen ve tutulan bir çizgisi var.
Celil Bey, son zamanlarda oldukça zor dönemlerden geçtik ve geçiyoruz. Tüm dünyayı etkileyen zorluklar mobilya sektörünü nasıl etkiledi, siz bu dönemden nasıl etkilendiniz öğrenebilir miyiz?
Pandemi sürecinde işlerimiz çok yoğundu. İnsanlar evde sıkıldıkları, tatile gidemedikleri, dışarı çıkamadıkları için evdeki mobilyalarını değiştirdiler. Bu bize pozitif yansıdı, çok satışlarımız oldu. Şu an ise savaştan dolayı yine bir durgunluk var. Toplumun bir korkusu var. Fiyatlar çok yükseldi, zamlar geldi. Bu şekilde bu dönemde uğraşmaya çalışıyoruz.