Tekstil sektöründe yaptığı atılımlarla ve öncülük ettiği inovasyonlarla Türkiye’de diğer şirketlere örnek olarak gösterilen Realkom Tekstil’in kurucu ortağı ve CEO’su Yusuf Yosi Özlevi ile ilk 500 sanayi şirketi arasında bulunan, ARGE çalışmalarıyla sektörde farklılık yaratan Realkom tekstil firması hakkında bütün detayları konuştuk ve aynı zamanda şirketin gelecek yıllar için hedeflerini öğrendik.
Özellikle dünya ekonomisinin zor zamanlar geçirdiği bu dönemde; Ar-ge, teknoloji ve dijitalleşme yatırımlarıyla sektördeki farklılığını ortaya koyan Realkom Tekstil’in, sınırlarını zorlayarak dünyanın tanınmış markalarına ihracat yapmaya devam eden hikayesini sizler için dinledik.
Yusuf Bey, ilk olarak sizi tanıyabilir miyiz?
İstanbul’da doğdum, liseyi Işık Lisesi’nde bitirdikten sonra Uludağ Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun olarak iş hayatına adım attım. Aslında öğrencilik yıllarımdan itibaren ticaret hayatında belirli sektörlerde tecrübeler edindim. Üniversite yıllarından itibaren tekstil sektöründe edindiğim deneyimler ile 1999 yılında Realkom Tekstil firmasını kurarak ihracat odaklı, farklılaşmayı hedeflediğimiz tasarım ve inovasyon odaklı tekstil yolculuğumuza başladık. Firmamız kurulduğu günden bu yana sürekli büyüme ivmesini sürdürerek tekstil ihracatının en üst sıralarında yer alarak her yıl Platin ödüllerini almaktadır.
Realkom Tekstil’in şirket faaliyetlerini ve büyüme hikayesini anlatır mısınız?
2000’li yılların başında İstanbul’da başlattığımız tasarım, pazarlama ve küçük ölçekli üretim faaliyetlerimizi zamanla büyüterek, 2007 yılında bugün bulunduğumuz Düzce’de ilk entegre üretim tesisimizi kurduk. Devletimizin bize sağladığı teşviklerle hızla büyüme ivmesi yakaladığımız üretim faaliyetimizi 5000 m2 alandan 45.000 m2 kapalı alanda, teknoloji ve AR-GE faaliyetlerinin ağırlıkta olduğu tam donanımlı üretim tesisine dönüştürdük. Yürüttüğümüz doğru politikalar sayesinde büyüme ivmesini devam ettirerek, yine devletimizin bize sağladığı teşviklerden faydalanarak Doğu illerimize 15.000 m2 tesis yatırımı yaptık. 2022 senesi itibariyle pazarlama, tasarım ve idari faaliyetlerin yönetildiği İstanbul merkez binamız ve bakanlık onaylı Arge merkezinin bulunduğu, en yüksek teknoloji ve dijitalleşmenin hakim olduğu tam donanımlı Düzce fabrikamız ve Van – Batman’da ki üretim tesislerimizle Türkiye’nin belli başlı en donanımlı, öncü tekstil firması olarak konumlanmaktayız.
Sektöre kattığınız yeniliklerden ve yeni yatırımlarınızdan bahseder misiniz? Yatırımlarınız sürdürebilirlik ilkesini kapsıyor mu?
2016 yılında yüksek rekabetin gerekliliği ve sürdürülebilir üretim modeli öncülüğünde kalite ve verimlilik anlayışını daha yüksek seviyeye taşımak için dijitalleşme yoluna çıktık. Start-up şirketlerine destek vererek sektörde var olmayan yazılımları kurgulamaya başladık. Bütün üretim operasyonlarından, örnek olarak dikim bantlarından anlık verileri alabilmeyi başardık. Bilinen bütün analog makina parkurlarını dijitalleştirerek ürün yaşam döngüsü ile ilgili bütün teknik verilere yine anlık olarak ulaşmaktayız. Bu sayede her operasyonda iş geliştirme faaliyetleri yapabilmekte, kalitemizi ve verimliliğimizi en üst seviyeye taşıma hedefine doğru ilerlemekteyiz.
Sürdürülebilir kalkınmanın yol gösterici ışığı altında hazır giyim sektörü önemli bir dönüşüm geçirdi. Tekstil ürünlerinin sadece çevresel değil aynı zamanda sosyal etkilerine de artan bir ilgi var. Bu doğrultuda yaptığımız yatırımlarla, su, kimyasal ve enerji tüketimimizi büyük oranda azalttık. Normal süreçlerde ürün başına 80-90 litre olan su sarfiyatımızı bir bardak su miktarına kadar düşürdük. Kullandığımız suyun arıtılarak geri kazanımı ile büyük oranda sürdürülebilir adımlar attık. Atık sudan elde edeceğimiz hidrojeni buhar kazanlarımızda kullanarak büyük oranda enerji tasarrufu sağlamayı planlıyoruz.
Bir diğer yatırım projesi olan güneş enerjisi santralı yatırımları ile enerji sarfiyatından büyük kazanımlar elde edeceğiz. Firmamızın ticari vasıtalarını çok kısa bir zaman diliminde elektrikli araçlara çevirip doğaya verdiğimiz karbon salınımını minimuma düşürmeyi hedefliyoruz
Diğer bir start-up desteğimiz ile ithal ürünlerin ikamesi teşvik destekleri sayesinde, imalatımızda kullandığımız ithal kimyasal maddelerin bir çoğunu, Düzce Üniversitesi Kimya Bölümü ile beraber kurulan yerli kimyasal üretim tesisinden elde edebiliyoruz. Sadece yerli üretmekle kalmıyor tüm kimyasal tüketimimizi çevre dostu organik kimyasallarla değiştiriyoruz. Bu sayede Realkom’un imalat yıkama parkurunda sadece organik kimyasalları kullanmaktayız. Kendi organik sürdürülebilir kimyasallarını üretebilen ilk denim firmasıyız. Bu kimyasal üretim projemiz Ankara’da Kosgeb projeleri arasında en beğenilen proje ödülüne layık görülmüştür.
Bu yatırımlarımız neticesinde üretim modelimiz, düşük kaynak tüketimi, suyun geri kazanımı, geri dönüşümlü ve organik hammadde kullanımı, izlenebilirlik ve şeffaflık ilkeleri ile karakterize edilebilir.
Tekstil sektörünün ve firmanızın eksik yönlerinden bahsedebilir misiniz? Buradan kendinize pay biçebilir misiniz?
İhracatımızın lokomotif sektörlerinden biri olmasına rağmen, bu kadar deneyimli ve bilgi sahibi firmalarımızın varlığına rağmen Tekstil sektörü henüz markalaşma yolunda sahip olduğu potansiyeli çıkaramamıştır. Bu kadar dinamik iş gücü, tecrübe ve yenilikçi firmaların varlığına rağmen dünya markalarıyla rekabet edebilecek markalarımız çok nadir bulunmakta. Kendimizden örnek vermek gerekirse, çalıştığımız tanınmış bütün dünya markaların tasarımlarını ve üretimlerini yapmamıza rağmen kendi yerli markamızı oluşturma konusunda yeterli özveriyi gösterdiğimizi söyleyemem.
Son olarak firmanızın gelecek yol haritası ve hedeflerinden bahseder misiniz?
Gelecek projelerimiz, yola çıktığımız dijitalleşme projesini tüm faaliyetlerimize yaymayı, tasarım, satış ve üretim birimlerinin tamamen dijital kontrol edilmesi ve yapay zeka ile geliştirilmesi olacaktır. Teknoloji odaklı bir tekstil firması olma rotamızı tekstil odaklı teknoloji firması olma yönüne doğru hızla çevirmekteyiz. Geçtiğimiz yıllarda sürdürülebilirlik hizmetlerine yönelik yönetim araçlarımızı genişlettik. Sadece iş değil sosyal uygunluk ve çevre ile ilgili şirket başarılarını da kontrol eden temel değerlerimizi dönüştürme ve politikalarımızı nihai hale getirme aşamasındayız. En değer verdiğimiz olan çalışanlarımızın yani ailemizin değerlerini ön planda tutarak büyüme yolunda ilerliyoruz. Geleceğimizin, bu dönüşümün temel unsurları olan teknoloji, inovasyon ve sürdürülebilirlik kavramlarını temel alan bir kurum kültürü inşa ederek var olacağına inanıyoruz.