Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Karin Şen ile Anneler Günü’ne özel, sıcak ve samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Annelik serüveninden kızı Talya ile kurduğu güçlü bağa, aile değerlerinden ilham dolu anılarına uzanan bu özel röportajda, sevginin ve iletişimin gücüne tanıklık edeceksiniz.
Anneler Günü sizin için ne ifade ediyor ve bu özel günü nasıl geçirirsiniz?
Çok şanslıydım, herkesin nasip olmayacağı bir çocukluk geçirdim. Tek çocuk olmama rağmen geniş bir ailede büyüdüm. Hangi çocuk anneannesinin babasıyla, babaannesinin annesiyle tanışır? Ben onlarla yaşadım, bolca anım var. Anneler günü ve bayramlar, kalabalık sofralar etrafında coşkulu, yemekli geçerdi. Artık ailemiz küçüldü ama hala annemin sevdiği bir yerde toplanır, bolca sohbet eder, eski yeni anıları yad ederiz. Annemle geçirdiğim her an benim için anneler günü demek.
Kızınızla olan ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
Hayatım boyunca hep kız çocuğu istedim ve şükürler olsun ki kızım oldu. Ben tek çocuk olarak, Talya da tek çocuk olarak büyüdü, bu yüzden aramızdaki arkadaşlık ilişkisi çok kıymetli. Onunla küçük yaştan itibaren büyük bir birey gibi, anlayacağı şekilde her şeyi paylaştım. Talya şu anda 19 yaşında ve biz onunla 5 yaşından itibaren her hafta ve ay düzenli olarak anne/kız günleri yaparız. Birlikte yemek yer, sergiye gider, tiyatroya, sinemaya gideriz; kültürel etkinlikler ve baş başa seyahatlerimiz olur. Bu zaman diliminde telefonlardan uzaklaşır, her konuda konuşuruz. Açık iletişim kurmak, karşılıklı güveni pekiştirdi ve aramızda çok güçlü bir bağ oluştu. Bu iletişim sayesinde birbirimize her konuda rahatça konuşabiliyoruz. Ayrıca, bu gelenek sayesinde ergenlik döneminde hiçbir kriz yaşamadık. Anne ve çocuk arasındaki ince çizgiyi koruyarak sağlıklı bir arkadaşlık ilişkisi geliştirdik. Bir kız çocuğu için annesiyle her şeyi paylaşabilmek, ilerleyen yıllarda güçlü bir kadın olmalarını sağlar.
Aile içi bağları nasıl güçlendiriyorsunuz?
Talya ile 5 yaşından itibaren kaliteli zaman geçirmeyi ritüel haline getirdik. Birbirimize özel günler ayırarak, hem dertleştik hem de eğlendik, kısacası birbirimizi dinledik. Bugünlerde bu çok kıymetli bir şey; insanlar birbirini dinlemiyor, ya da tam anlamıyla konuşmuyor. Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri, aynı masada oturup telefonlarına odaklanan insanlar çoğaldı. Bizim ailede, annemle de hep anne/kız günlerimiz olurdu, akşamları masa başında oturup herkes günün özetini yapardı. Bu paylaşımlar sayesinde birbirimizi daha iyi anlar, dinlerdik. Bunu tarihsel konsensüs masalarına benzetebilirim. Aile için bu çok değerli bir alışkanlık.
Anneliğinizle ilgili en unutulmaz anınız nedir?
O kadar çok anı var ki, ciltler dolusu yazılabilir, ancak beni en çok etkileyenlerden biri, Talya’nın 7 yaşındayken yaşadığımız bir döneme ait. O zamanlar çok zor günler geçirdiğim bir dönemde, gözlerimin içine bakarak bana “Anne, merak etme, ben hep senin yanındayım, senin için ne doğruysa, ne gerekirse yapmaya hazırım” demesi, hayatımda unutamayacağım bir andı. O küçücük bedeninde koskocaman bir kalp olduğunu o an fark ettim. Birbirimize o kadar yakınlaşmışız ki, bu, Allah tarafından bana verilmiş en özel ve en kıymetli hediye, adı Talya olan bir hediye oldu.
Kızınızın eğitim ve kariyer sürecinde ona nasıl rehberlik ettiniz?
Eğitim, ailemiz için her zaman çok önemli bir yer tutmuştur. Entelektüel bireyler yetiştirmek ve her konuda bilgi sahibi olmak büyük bir değer taşır. Benim için doğru meslek seçiminde zorlamadan, isteyerek öğretmek ve hayat boyu öğrenmek önemlidir. 9 yaşımda avukat olmak istediğimi söylediğimde ailem, hukuk eğitimi almamı sağladı. California’da büyüdüm ve Pepperdine Üniversitesi’nden mezun oldum. Amerikan eğitim sisteminde erken yaşta meslek seçiminde dersler almak yaygındır, bu yüzden Talya’ya meslekler hakkında her zaman bilgi verdim. Talya, 9 yaşında psikolog olmak istediğini söyledi ve ona her koşulda destek olduk. Bugün tıp eğitimi almak ve psikiyatrist olmak için çok çalışan birinci sınıf üniversite öğrencisi. Onun her adımında yanındayız.
Annenizden aldığınız en önemli nasihat nedir?
Annem bana, insan olabilmek için gereken her şeyi öğretti: Sevgi, saygı, dürüstlük, vicdan, merhamet, güçlü olmak, özür dilemek ve başkalarına zarar vermemek. En önemli öğüdü ise şu oldu: Her şeyi öğren, çünkü bir gün işine yarayacak. Büyük bir ailede büyüdüm ama annem hep benimle bire bir ilgilendi. Hem evde hem de okul aile birliğinde aktifti. Bu yüzden 22 yıl süren iş hayatımın yanı sıra, 15 yıl boyunca kızımın okulunda da okul aile birliğinde çalıştım. Annemden öğrendiklerimi, kızım Talya’ya aktarmak için hep çabaladım ve devam ediyorum.
Son olarak, tüm annelere iletmek istediğiniz mesaj nedir?
Her zaman dilimde ettiğim bir dua vardır: Dünyada hiçbir anne ve baba evladıyla ilgili asla üzülmesin.
Çünkü annelik, dünyanın en güzel ama aynı zamanda en zor işidir. İnsan yetiştirmek, sabırla ve özenle dantel işler gibi emek isteyen bir yolculuktur. Hep bir endişeyle yaşarsınız ama bunu asla belli etmeden… Dünyaya getirdiğiniz evladınızın bir gün siz olmadan da ayakta durabileceğini bilirsiniz ama yine de bu yolculuk, hayatın en büyük mucizesidir. Yüreğinde anne sevgisi, şefkati ve merhameti taşıyan tüm kadınların Anneler Günü’nü, sadece bir gün değil her gün kutluyorum.
Hayatını kaybeden tüm annelere de Allah’tan rahmet, mekânlarının cennet olmasını diliyorum.