OTOLOG BIOFILLER VE KÖK HÜCRE TEDAVİLERİYLE
KANIMIZ GENÇLİK İKSİRİMİZE DÖNÜŞÜYOR!
Botoks, mezoterapi, altın iğne derken teknolojinin gelişmesiyle çeşitliliği artan birçok uygulama, kırışıklıktan cilt skarlarına kadar birçok cilt sorununa çözüm sunuyor. Fakat iki uygulama var ki işte bunlar içimizdeki güzellikle kendi kendimizi iyileştirmek için cilt tedavilerine yeni nesil bir soluk getiriyor. Otolog Biofiller ve kök hücre tedavileriyle hastalarına benzersiz bir güzellik anlayışı sunan Dermatoloji Uzmanı Doktor Ebru Şimşek, “Bu uygulamalar tamamen doğal uygulamalardır. Hastanın kendi kanından kendi dokusundan aldığım örnekleri yine kendilerini güzelleştirmek için kullanıyorum. Bu yeni nesil tedavi sisteminde bir devrim niteliği taşıyor” diyor.
En güzel giysimiz kuşkusuz ki cildimiz. Günümüzde cilt bakımı denince kozmetik seçeneklerin çok ötesinde birçok destekleyici ve onarıcı çözümler girdi hayatımıza. Gelişen teknoloji ile birlikte hastalara fonksiyonel birçok kombine tedavi yöntemleri sunuluyor. Tek tip güzellik anlayışını kökten değiştirecek olansa kuşkusuz ki natürel uygulamalardan olan otolog biofiller ve kök hücre tedavileri. Artık hastaların bu yöntemleri daha çok talep ettiklerini ifade eden Dermatoloji Uzmanı Doktor Ebru Şimşek, 22 yıllık tecrübesi ve Nişantaşı’ndaki kliniğinde verdiği hizmetlerle bu sayımızın konuğu oluyor…
Bugün sizleri sayfalarımızda ağırladığımız için oldukça heyecanlıyız. Ebru hocam. Sizin için “Mesleği yüzüne yansıyanlardan” desem yanlış olmaz sanıyorum. Cildiniz harika görünüyor. Elbette bir uzman olarak cildin ihtiyaç duyduğu her şeyi doğru ve eksiksiz yapmanın kaçınılmaz sonucu bu. Bizlere biraz kendinizden ve güzellik sırlarınızdan bahseder misiniz?
Teşekkür ediyorum Ferdağcım. Kliniğimizde bir dermatoloğun yapması gereken her işlemi yapıyorum. 22 yıllık mesleki tecrübem var, dermatoloji uzmanıyım, cilt hastalıkları tanı ve tedavisi başta olmak üzere botoks tedavilerinden dolgu uygulamalarına, lazer uygulamalarından, mezoterapi, Otolog Biofiller, PRP ve kök hücre uygulamalarına kadar birçok farklı tedaviyi hastalarımın beklenti ve ihtiyaçlarına yönelik olarak sunuyorum.
Son dönemin en çok talep edilen uygulaması nedir? Bu uygulamalar “dermatoloji alanına yeni bir soluk getirdi” diyebileceğimiz yenilikte uygulamalar mıdır?
Son dönemin aslında devrim niteliğinde olan iki uygulaması var. Bunlar Otolog Biofiller ve hücresel tedavi de dediğimiz kök hücre tedavisi. Bu uygulamalar hastanın kendi kanı ve dokusundan elde edilen materyallerle yapıldığından natürel uygulamalardır ve hastalar son dönemde bu doğal uygulamaları daha çok tercih ediyorlar. Çünkü bu uygulamalarda hastalara herhangi bir kimyasal ajan uygulamıyorum. Örneğin Otolog Biofiller’da hastamın kanını bir miktar alarak özel bir cihazdan geçirip jel kıvamında dolguya benzer bir materyal elde ediyorum ve bunu yüz ve vücutlarında dolguya ihtiyaç olan bölgelerine enjekte ederek orada dolgu efekti yaratıyorum. Bu işlem 30 yaşı geçkin herkese uygulanabilir. Bu uygulamayı çökmüş olan alanları doldurmak, dolgu efekti yaratmak ve bu bölgelerde cildin ihtiyacı olan kolajen sentezini tetiklemek için gerçekleştiriyorum. Böylece cildimizin daha dinamik, aydınlık ve canlı gözükmesine yardımcı olan kolejinin uyarılmasıyla ciltte gözle görülür bir farklılık yaratıyorum.
“Kulak arkasındaki doku
kliniğimizde bir güzellik ve sağlık iksirine dönüşüyor”
Diğer uygulamada ise hastamın kulak arkasından küçük bir deri parçası alarak özel kök hücre laboratuvarında hastanın kendi dokusundan kolajen öncülü olan maddeler dediğimiz fibroblastları çoğaltıyor, bunları hastanın cilt altına enjekte ediyorum. Böylece kulak arkasındaki doku, kliniğimizde bir güzellik ve sağlık iksirine dönüşüyor. Bu uygulamayı yılda üç kez olmak üzere 1,5 aylık periyotlarda yapıyorum. Bu uygulamanın şöyle bir güzel tarafı var. Eğer hastamız genç dokularını laboratuvar ortamında dondurmak isterse bunu sağlayıp genç dokuları doku bankasında saklayabiliyoruz. Dolayısıyla örneğin hastam 40 yaşına geldiğinde verdiği dokuları 45 yaşında da cildine uygulayabiliyorum. Bu uygulamanın kalıcılık süresi ortalama 5 yıldır. Yüz, boyun, dekolte ve hatta dirsek ve dizlere bile yapılabilen bir uygulamadır. Bu uygulamayla sarkmış olan dokuyu toparlıyor ve kolajen artırımını sağlıyor, cildimizin geleceğine yatırım yapıyoruz.
Kişiye özel estetik ve kozmetik uygulamalar ile tüm dermatolojik problemlere tek çatı altında çözüm sunduğunuz kliniğinizde, bir cildin ihtiyaç duyduğu hemen her uygulamayı başarılı bir şekilde hastalarınıza sunuyorsunuz. Peki ne gibi uygulamalarla pürüzsüz ve ışıltılı bir cilde kavuşabiliyoruz? Okuyucularımızın en merak ettiği soru bu; gerçekten porselen bir cilde sahip olmak mümkün mü?
Porselen bir cilde sahip olabilmemiz için kolajen simülasyonunu artıran işlemler gerekiyor. Bu tek bir uygulamayla değil yaşa ve ihtiyaca yönelik olarak kombine uygulamalarla mümkün oluyor. 20’li yaşlarda sadece mezoterapi uygulaması ileriye dönük bir yatırımdır ama 30’lu yaşlarda bu uygulamalara lazer gibi uygulamaları da eşlik ediyor. Cihazla yaptığımız cilt altını uyarmaya yönelik radyo frekans uygulamaları, altın iğne uygulamaları profesyonel lazer uygulamaları ve bunlara ilaveten gençlik aşıları deri altını beslemeye yardımcı olan aminoasitleri, hyalüronik asitleri ve peptitleri de içerdiğinden cilt altına yatırım yapıyor. Yaş ilerledikçe bu yapılan uygulamalar daha farklı boyutlara gelebiliyor. Çünkü cilt altı yağ yastıkları azaldıkça ciddi sarkmalar meydana geliyor ciltte, bu yaşlardan sonra ip askı uygulamaları ve lazer uygulamaları da yine devreye girmeye başlıyor. Cilde yapılacak daha agresif bu gibi lazer uygulamaları 35 yaşından sonra tercih ediliyor.
“Botoks, cilt için altın bir standart”
Birçok farklı uygulamadan bahsettim ama kuşkusuz botoks, cilt için altın bir standart çünkü birçok kullanım alanı var. Kaş ortası ve kaz ayağı çizgilerinin yanı sıra gülüş bozukluklarında ve çene sıkma gibi problemlerde de uygulayabiliyoruz. Oldukça başarılı sonuçlar aldığımızı söyleyebilirim. Bunun yanı sıra botoksla burun ucunu kaldırabilir masseter bölgesine yaptığımız uygulamayla yüzü daha V bir görünüme kavuşturabiliriz.
“Her hastam benim için bir tuval”
Bu keyifli sohbet ile sayfalarımıza konuk olduğunuz için teşekkür ediyorum Ebru hocam. Son olarak bir hekim olarak güzellik anlayışınızı öğrenmek isteriz. Resim yeteneğinizi işinizle birleştirip hastalarınız için sanat eseri estetikliğinde çalışmalar çıkarıyorsunuz. Dolayısıyla merak ediyoruz. Ebru Şimşek için güzellik neyi ifade ediyor?
Ben sadelikten ve doğallıktan hoşlanırım. Sadelik benim için çok değerli, resimle ilgilenmemden dolayı da her hastamı bir tuval ile özdeşleştiriyorum ve bir tuvalde neyi görmek istiyorsam hastalarıma da aynı hassasiyet ile yaklaşıyorum. Hiçbir zaman her hastama aynı işlemi yapma taraftarı olmadım. Mutlaka kişiye özel önerileri önemser, yapacağım işlemleri bu doğrultuda ve elbette hastalarımın beklenti ve ihtiyaçlarını dikkate alarak belirlerim. Geçenlerde bir hastam geldi dudaklı dolgusu istiyordu ama onun problemi diş etlerinin güldüğünde normalden fazla görünmesiydi ve öncelikle yapmamız gereken gülüş estetiğini sağlamaktı. Önce bunu yaptık çünkü ihtiyaç her şeyden önce gelir. Böylece dolgu işlemi estetik bir gülüşle çok daha güzel durdu. Hedefim hiçbir zaman kişiyi olduğundan başka birisi olarak göstermek değil. Hastalarıma her zaman, “Sende bir değişiklik var ama adını koyamıyorum” denilmesini isterim çünkü doğal güzellik budur ve başarılı olandır. Hastalarım böyle bir tepki aldığında %90’ının cevabı yeni bir krem kullandık oluyor. (gülüşmeler) Dolayısıyla, sadelik ve doğallık benim için güzelliğin anahtar kelimelerini ifade ediyor.s