Toplardamarların düzensiz bir biçimde genişlemesi, uzaması ve kıvrımlar oluşturması ile ortaya çıkan varis, ağrı, kaşıntı, gece krampları, sıcaklık ve yanma hissi gibi şikayetlere neden oluyor.
Varisin erken dönemde tedavi edilmezse başka komplikasyonlara yol açabileceğinin altını çizen Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özer Kandemir, varisin tanısı ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgiler verdi.
Bir toplardamar hastalığı olan varis, normal toplardamarların kapak yetersizliğine bağlı belirgin genişlemesi olarak ifade ediliyor. Varisler deride ya da deri altında gözle görülebiliyor ya da parmak dokunuşuyla hissedilebiliyor. Erken dönemde tedavi edilmezse komplikasyonların zaman içinde gelişmesi kaçınılmaz oluyor.
GENETİK FAKTÖRLER VARİSİ TETİKLİYOR
Varisi toplardamarların düzensiz bir biçimde genişlemesi, uzaması ve kıvrımlar oluşturması olarak tanımlayan Bayındır Söğütözü Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özer Kandemir, “Varisler birincil ve ikincil olarak iki grupta inceleniyor. Birincil varislerin oluşma nedenleri tam olarak açıklanamıyor. Bu vakalarda toplardamar duvarında yapısal bir bozukluk veya toplardamar (venöz) kapakçıklarındaki yetersizlik veya yokluk sorumlu tutuluyor. İkincil varisler ise venöz kapakçıkların çeşitli nedenlerle hasarlanması sonucunda gelişiyor. Özellikle derin damarlarda oluşan pıhtılaşma, çeşitli travmalar ve enfeksiyonlar bu kapakçıklarda hasara neden olabiliyor. Genetik faktörler de varis gelişiminde önemli rol oynuyor” dedi.
VARİS EN ÇOK BACAKLARDA GÖRÜLÜYOR
Bacakta dışarıdan gözüken büyük kılcal varislerin dış varis, dışarıdan gözükmeyen iç taraftaki damarlardaki varislerin ise iç varis olarak isimlendirildiğini dile getiren Doç. Dr. Özer Kandemir, “Varisler en çok bacak ve ayakta gözükmekle beraber, yemek borusu, pelvik bölge, cinsel organ çevreleri (vajinal varis) gibi vücudun başka yerlerinde de görülebiliyor. Ailesinde varis olan bir bireylerde varis görülme olasılığı normalden 8-10 kat daha yüksek oluyor. Ayrıca uzun süre ayakta durmak, şişmanlık, sürekli oturarak çalışmak, hareketsiz bir yaşam tarzı, yaşlılık, kullanılan çeşitli ilaçlar (doğum kontrol hapları, hormon tedavileri) varis oluşumunu kolaylaştırıyor. Hamilelik döneminde de hem bebeğin damarlar üzerine baskısı hem de hormonal değişiklikler varis oluşumunu artırıyor” ifadelerinde bulundu.
VARİSİN EN BİLİNEN BELİRTİSİ: AĞRI
Varis hastalarında en sık görülen belirtilerden birinin ağrı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özer Kandemir, varisin belirtisi ve tanısıyla ilgili, “Hastalarda, kaşıntı, gece krampları, sıcaklık ve yanma hissi de oluşabiliyor. Akşamları bacaklarda ve ayakta değişik derecelerde şişlikler oluşabiliyor. Kılcal damar çatlamaları denilen, genişlemiş ve kırılgan hale gelmiş varisli damarda hafif travmalarda bile kanamalara rastlanabiliyor. Varisleri belirgin olan hastalarda fizik muayene ile tanı konulabilse de, tüm hastalarda toplardamarlara yönelik Doppler ultrason yapılıyor. Bu tetkik sayesinde gözle görülemeyen damarlar incelenip, kapakçıklar değerlendirilebiliyor ve böylece tedavi şeklinin nasıl olacağına karar veriliyor” dedi.
AMELİYAT SONRASI HASTALAR AYNI GÜN AYAĞA KALKIYOR
Varisin ilaç ve ameliyat ile tedavi edilebildiğini söyleyen, Doç. Dr. Özer Kandemir, “Variste ilaç tedavisi, varis çorabı ve birtakım ilaçları içeriyor. Bu tedavi cerrahi gerekliliği olmayan veya cerrahiyi kabul etmeyen hastalarda uygulanıyor. Amacı ise varis komplikasyonu gelişimlerini önlemek ve hastanın şikayetlerini gidermek. Ayrıca son zamanlarda yaygınlaşan damar içi lazer veya ses dalgası (radyofrekans) uygulamaları ile herhangi bir kesi yapılmadan genişlemiş toplardamar içeriden yakılıp kapatılabiliyor. Ameliyat sonrası hastalar hemen ayağa kalkıp eski yaşamlarına dönebiliyorlar” diyerek sözlerini noktaladı.