Dünyada çok eski zamanlardan beri gelişmekte ve değişmekte olup her yerde kullanılan, moda
ile zamana ayak uydurmayı her daim başaran ‘mobilya’ şüphesiz ki evimizde ve hatta girdiğimiz
her ortamda ilk dikkat çeken bir unsur olma özelliğini taşıyor.
Hal böyle olunca isteklerimizin doğrultusunda kaliteden ödün vermeden en özelini ve güzelini
kendi hayatımıza katmaya çalışıyoruz.
Küçüklükten beri mobilya dünyasında, işin mutfağında pişen ve bugünlerde sektörde 52. yılını
dolduran, birçok başarıya imza atmış bir isim olan Gafur Yılmaz ile VipTurkey olarak çok özel bir
röportaja imza attık.
Bunca yıllık tecrübesini Asortie Mobilya’ da İş Geliştirme ve Kurucu Ortağı olarak devam
ettiren ve bundan gururla bahseden değerli iş insanı, mobilya sektörüyle alakalı altın değerinde
değerlendirmeler yaptı.
Gafur Bey, öncelik olarak sizi tanıyabilir miyiz?
Halıcılık sektöründe uzun yıllar çalışmış Niğdeli bir ailenin 3. kuşak mobilyacı torunuyum.
Rahmetli dedem İstanbul’un en eski halı tüccarlarından biriydi. Aynı şekilde babamın da
sayesinde iki kuşak öncesinden bize kalan emaneti işin mutfağında yetişerek bu zamana kadar
taşıdık. Şimdi Türkiye ve Dünyada bir çok başarılı mobilya ve dekorasyon projesine imza atmış
olan Asortie Mobilya’nın İş Geliştirme & Kurucu Ortağı olarak sektördeki 52. Yılımızı
sürdürmekten mutluluk duyuyoruz.
Mobilya sektöründe 52. Yılınızı dolduruyorsunuz. Bunca yıllık tecrübenin iş hayatınıza
sağladığı katkıları öğrenebilir miyiz?
Türk mobilyacıların el işçiliği ve kültürel motifleri mobilyaya yansıtmadaki hünerleriyle
dünyada öne çıktığını biliyoruz. Bölgenin kültürel yapısına dokunabileceğiniz çalışmalar
müşteride her zaman karşılık buluyor. Koleksiyonlarınızı hikayeleştirerek müşterilerinizin
beklentisini karşılamalısınız. Müşterileriniz yalnızca bir mobilya değil, bir hikayeye de sahip
olduğunu bilmeli… Bizler, müşterilerimize özel ürettiğimiz mobilyalarda yerel motifleri
işleyerek bu hikayede onların da yerinin olduğunu gösteriyoruz. İtalyan, İspanyol, Arap ve Türk
motifleri dünyanın tamamında karşılık buluyor.
Sektördeki başarılarınızı neye borçlusunuz, nasıl bir çalışma prensibiniz var?
Yurt dışında kalıcı bir yer edinebilmek için ciddi bir pazar ve rakip analizi yapmak gerekli. Bu
analizler neticesinde ülkeleri gezerek, ihtiyaçlarını görerek planlamalarınızı yapmanız gerekiyor.
Başarı için mobilyanızı tanıtmak istediğiniz ülkelerin hayat standartlarını ve ticari
performanslarını iyi gözlemlemek de önemli, tüm bu analizler sonucunda yatırımlarınızı
şekillendirebilirsiniz. Analiz sonrasında fırsatları sonuna kadar değerlendirmelisiniz. Yurt
dışında yapacağınız çalışmalar için devlet desteklerini takip ederek mutlaka bunlardan
faydalanmalısınız.
“Sadece nitelikli üretim yeterli değil, modayı da biz yönlendirmeliyiz”
El işçiliği ve mobilya kalitesinde dünyanın Türkiye’ye yetişmesi mümkün değil belki ancak Türk
mobilyasının küresel serüveninde bunlar da tek başına yeterli değil. Dünyada moda ve tasarım
denince akla Fransa ve İtalya gibi ülkeler geliyor. Onlar da kendilerini her konuda sorumlu
hissediyor. Evet, çok kıymetli tasarımcıları var ancak Türk tasarımcılar da en az onlar kadar iyi.
Bizim bu kasımızı geliştirip biraz daha pazarlamamız gerekiyor. Mobilya modasına yön
verdiğimizde işçilik hünerlerimizi daha iyi şekilde anlatabiliriz.
Henüz geride bıraktığımız bir durum söz konusu değil, gemi hala okyanusta ilerliyor yeni
ufuklara… Fakat geçirmiş olduğumuz 50 küsur yılı dikkate alırsak, bir çok ülkede çok başarılı
projelere imza atmanın yanı sıra tanışmış olduğumuz bir çok kıymetli insanla misyon ve
vizyonumuza güç kattık. Kurumsal kimliğimiz ve marka değerimizin artmasında oldukça önemli
rolleri olan bu kıymetli insanlar sayesinde yurt dışında kısa surede markalaşma ve
mağazalaşmada başarı sağladık. Kısacası dedemden bana miras kalan ticaret ahlakını dünyaca
ünlü bir marka olan Asortie Mobilya ile bu güne taşımak benim için her zaman gurur verici
olmuştur.
Mobilya sizin için ne anlam ifade ediyor?
Mobilya benim için hayatın vazgeçilmez bir parçası. İnsanların doğduğunda ilk mobilyası beşik,
öldüğü zaman ise son kullandığı mobilya tabut oluyor. Yani hayatın başlangıcı ve sonunda
insanın mutlak ihtiyaçlarından biri mobilyadır. Öğrencinin sırasından, kralın tahtına kadar;
günlük hayatta yemek masanızdan yatacağınız karyolaya kadar herşey mobilyadır. En prestijli
toplantılar mobilyalı salonlarda yapılır. En güzel ziyafetler mobilyalar ile dekora edilmiş
salonlarda yapılır ve en önemlisi doğanın bize sunduğu bir çok şeyi mobilya ile hayatımıza dahil
ediyoruz.
Mobilya iyi bir lokomotiftir. Tabiatta bulunan mermerden ağaca, ketenden, pamuğa, metalden
cama bir çok ürün üretimde kombin oluşmaktadır. En değerli inşaat projeleri bile mobilya
döşemeli görselleri kendilerine değer katarlar.
Sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Hayat devam ederken insanların ihtiyaçları da aynı hızla devam etmekte ve büyümektedir.
Böylelikle yeni ihtiyaçlara göre mobilya hayatımızın her alanında var olmaya devam edecektir.
Dijitalleşen dünya da artık bir çok konuya hızlı ve kolay ulaşabiliyoruz. Kendimize real çevre
dışında birde sanal çevre oluşturuyoruz. Bu durumda insanlar yaşantılarını da sadece kendi
çevrelerinin değil dünyanın farklılıklarını da hayatlarına uygulayarak yaşamaya başladı. Buna
göre mobilya da bu düzenin içinde mutlak surette kullanılmaya devam edecek lakin ihtiyaçlara
göre sürekli olarak değişim de geçirecektir.
Asortie Markası olarak ülkemizde ve dünyada insanların hızla değişen bu ihtiyaçlarını yakından
takip ederek ürün ve projelerimizi buna göre şekillendiriyoruz.