“Kış aslında iki kişilik bir mevsimdir. Uyku kokan yorganlar, birbirine karışan rüyalar, sayıklamalarla uyandırdığın biri ve onun gecenin ortasında gülen yüzü… Bu, sokulmanın mevsimi. Kış: Bir insanın başka bir insan için yapıldığının en güzel delili!” der Ece Temelkuran bir yazısında…
Katılmamak mümkün değil. Ben her ne kadar bir yaz kadını olsam da kış tatillerinin yeri bambaşka…
Hele ki bu tatil bir kar tatiliyse, ben o bembeyaz karlar üstünde özgürce kayabiliyorsam ve huzur dozum yüksekse değmeyin keyfime…
Son dört yıldır kış tatilimi Kartalkaya’da geçirince bu yıl bir değişiklik yapıp rotayı Uludağ’a çevirdim.
Yıllar önce Ağaoğlu’nda konaklamıştım, o yüzden tercihimi yine ondan yana kullanıp, ikinci bölgedeki Ağaoğlu My Mountain’i seçtim.
Kendini tamamen yenilemiş My Mountain ve her bir köşesinden ayrı bir huzur fışkıran bir yere dönüşmüş. Her şeyiyle dört dörtlük diyebilirim.
Genelde otellerde açık büfelerde lezzet pek ön planda olmaz, malumunuz. Ama burada Mehmet Usta gerçekten döktürmüş; uzun süredir bu kadar güzel pide yediğimi hatırlamıyorum.

Ağaoğlu My Mountain (2)

Ağaoğlu My Mountain
Gelelim Ağaoğlu My Mountain’in fark yaratan diğer özelliklerine…





Ruby 2453’e mutlaka gidin…
Yıllardır Kartalkaya’da hizmet veren ve Erkan Ünal ile Ali Ünal işletmesinde bulunan Drop Lunch, bu yıl Ruby 2543 adıyla Ağaoğlu bünyesindeki mandırada hizmet vermeye başlamış.
Ve bence Uludağ’a da çok yakışmışlar. Her zaman olduğu gibi dekorasyonu, lezzetleri ve ambiyansı çok güzel.
Uludağ’a gittiğinizde burada da keyif yapmadan dönmeyin.