Pandemi sürecinde insanlar evde zaman geçirmeye, evde olmayı keşfetmeye başladı. Evlerimizi artık daha estetik alanlar haline dönüştürmek istiyoruz. Günümüzde birçok eşya birbirinin aynısı görünüyor, fakat aralara serpiştirilen antika/vintage parçalar hem evdeki estetik duygusunu arttırıyor hem de evleri sıradanlıktan çıkarmaya yardımcı oluyor. Tüm bunlar da antika ve vintage ürünlere olan ilgiyi arttırıyor.
Antikalara verdiği değer ile bizlerin dikkatini çeken, İremtheglam’ın kurucusu Meltem Sultan Döner ile gerçekleştirdiğimiz röportajda antika/vintage ürünlerin büyülü dünyasına adım atarak, okuyucularımız için antika ürün seçiminde nelere dikkat edilmesi gerektiğini konuştuk.
Meltem Hanım, öncelikle okuyucularımız için sizi tanıyabilir miyiz?
İzmir’de yaşıyorum. Muğla, Milas’ta doğdum ve büyüdüm. Çocukluk yıllarım İzmir ve Milas arasında geçti. Liseyi İzmir, üniversiteyi Eskişehir’de okudum. Ekonomi mezunuyum ama iş hayatım teknik alanlarda ilerledi. Çevre ve Atık Yönetimi konusunda faaliyet gösteren bir firmam var. Yıllardır süren geri dönüşüm, atıktan enerji gibi konularda faaliyetlerimiz devam ediyor. Kendimi bildim bileli aynı anda birkaç iş alanı ile ilgilenmeyi sevmişimdir. Yeni sektör ve yeni konulara ilgi duyup araştırmak benim için bir yaşam tarzı olmuştur.
İş tempom ve seyahatlerim oldukça yoğun geçiyor fakat bu tempo arasında kendime özel anlar yaratmayı seviyorum. Hem yaşadığım şehirde hem de gittiğim şehirlerde; konser, tiyatro, resim sergisi gibi etkinlikleri takip ederim. Doğada olmak, kamp yapmak ve tırmanmak ise özgürlüğü hissettirdiği için vazgeçilmezimdir.
Toplumsal konular ve olaylar çocukluğumdan beri beni çok etkilemiştir. Bu nedenle yıllardır bir çok dernek ve STK içinde yer alarak, aktif destek vermeye gayret ediyorum.
“Eşyanın ruhunu ortaya çıkaran çok keyifli bir yolculuk, bir macera adeta… Bu yolculuklarına eşlik etmek ve sonuçlarını görmek, bana tarif edilemez bir haz ve mutluluk veriyor.”
İremtheglam’ı ne zaman kurdunuz ve adını nereden ilham aldınız?
İremtheglam adı kızımın bulduğu bir isim. Kızım İrem ile her zaman çok özel bir anne/kız ilişkimiz olmuştur. Pandemi döneminde beraber yeni bir eve taşındık ve baştan dekore etmeye başladık. Aynı zamanda da kendi yaptığımız bir şeyler de olsun istedik. Eski eşyaları yenilemek, modern ve eski tarzı bir arada kullanmak, yeni bir şeyleri ortaya çıkartmayı sevdik. Yaptığımız bu çalışmaları Instagram’da bir sayfada paylaşalım diye düşündük böylece 2021 başlarında İremtheglam ortaya çıkmış oldu. İleride belki markaya dönüşür, uluslararası bir isim olsun diye düşünerek sayfamızın ismini de İrem belirledi.
Ağustos başında kızım Amerika’ya gitti. İki köpeğimiz vardı, birisinin bir süredir devam eden kalp rahatsızlığı nedeniyle ben bir süre yoğun bir şekilde onunla ilgilendim. Ama maalesef 2021 Eylül sonunda oğlum bizden ayrıldı. Ailemin bireylerinin sırayla gitmesi hayatımın en zor, en acı günleriydi. Canım öylesine yanıyor ve yaşam enerjim öylesine benden uzaklaşıyordu ki, bir şeyler yapmam lazımdı. Bu acının yerine çok sevdiğim aşkla yapacağım bir şey koymam gerekiyordu. Uzun yıllardır topladığım antikalar, vintage parçalar, eski mobilyalar, eski mobilya hırdavatları o anda imdadıma yetişti.
Mobilyaları yenilemek, orjinal parçalarını bulmakla başladı ilk çalışmalar… Sonrasında ise yakınlarımın desteği ile Kasım ayında yavaş yavaş işe dönüşmeye başladı. Ürkekçe bir giriş ve başlangıçtı, iddialı da değildim ve hala değilim. Ama eski şeyleri bulup temizlemeyi, onların tamirat, tadilat ve bakımlarını yapmayı, yaptırmayı, onları yenileyip hayata kazandırmayı, nihai yuvalarına gönderip mutluluk verdiklerini görmeyi çok seviyorum.
Sizce neden antika ürünlere bu kadar talep var? Müşteri portföyünüz kimlerden oluşuyor?
Antika/vintage ürünlere talep olmasının birçok farklı nedeni var. Birçok insan çocukluğunda yaşadığı aile evindeki sıcaklığı, mutluluğu özlüyor. Bunu da o dönemlere ait, o anları hatırlatan parçalarla azaltabiliyor. En büyük etkenin bu olduğunu düşünüyorum.
Bunun yanında; eski ürünlerin doğal malzemeden, el işçiliği ile üretilmiş olması da birçok kişi için bir tercih nedeni oluyor. Hem doğal olması hem de eskiyi geri dönüştürerek, tüketimi azaltma motivasyonu da antikaya eğilimi arttırıyor.
Müşteri portföyünü tamamen sunmuş olduğumuz ürünler belirliyor. Ben yıllardır antika vintage ürünler alırım ama asla bir koleksiyoner olmadım. Aldığım her şeyi kullanmak için aldım. Çünkü onlara dokunmayı, yaşamayı, hissetmeyi seviyorum. Bizim müşteri protföyümüz de böyle insanlardan oluşuyor.
“Antika ürün grupları ve çeşitliliği çok fazla. Her şeyi satmak zorunda değiliz, onun yerine bildiğimiz, tanıdığımız ürün gruplarını satmak bence çok önemli bir nokta. Günümüzde birçok ürünün sahtesi yapılıyor, o nedenle bildiğimiz ürünlere yönelmek bu yeni yapılmış sahte ürünleri alıp satma riskinden de bizi ve müşterimizi korur.”
Ürünleri alırken neye dikkat edersiniz. Antika seçiminizin bir sırrı var mı?
Aldığım ürün öncelik olarak benim ruhuma hitap etmesi gerekiyor. Gördüğümde beni kendine çekiyor mu, gidip yakından incelemek istiyor muyum, merak duygumu uyandırıyor mu, ben bunu evimde kullanır mıyım, kullanırsam nasıl kullanırım, mevcut amacından farklı olarak da kullanabilir miyim gibi noktalara dikkat ediyorum. Aldığım ürünleri satmaktan ziyade, satılmazsa da zaten kullanırım dediğim ürünleri seçiyorum.
Tüm bunlardan sonra ürünün damgası, üretim zamanı, üründe soru olup olmadığı, mevcut sorunların bakım ve tadilatla giderilip giderilemeyeceğine bakıyorum. Şayet bir sır varsa, eşyanın ruhunun, ruhuma değmesi derdim.
Her meslekte olduğu gibi eminiz ki antikacılıkta da etik olunması gereken noktalar vardır. Antikacılıkta satıcı ve müşteri arasında etiklik ilkeleri nedir?
Her şeyden önce bilmemiz gereken şey her satıcı aynı zamanda bir müşteridir. Çünkü bunları hiç birimiz üretmiyor, bir yerlerden alıyoruz. Dolayısı ile satarken de empati yapmak zorundayız. Biz alırken nelere dikkat ederdik, hangi noktalar önemli değerlendirip, müşteriye de bu noktaları aktarmak zorundayız. Ya bilmediğimiz emin olmadığımız ürünleri satmamız gerekir ya da bilmediğimizi müşteri ile paylaşmak gerekir. Üretim yılı, dönemi, damgası, özelliği hakkında eksik bilgilerimiz mutlaka olacaktır. Bunları müşteriye doğru aktarıp, yanıltıcı bilgi vermemek çok önemli. Çünkü küçücük farklar ürünün değerini onlarca kat eksiltip arttırabiliyor.
Bir başka husus da (özellikle sosyal mecralardan satış yapan arkadaşlar çok yapıyor bu hatayı) satılan ürünün iadesini kabul etmemek. Çoğu insan ürünü görmeden alıyor, bizim de gözümüzden kaçan hataları olabilir. Veya müşteri eline aldıktan sonra tam içine sinmeyebilir. O nedenle satılan ürünün geri alınması konusunda da hassas olmamız gerekir.
Meltem hanım, antikalar sizin için ne ifade ediyor?
Yılladır bir antika sever ve antikaları yenileyen birisiyim. Yola çıkarken bir mottom vardı, aslında en iyi o ifade ediyor bakış açımı:
“Eskiye özlem değil, geçmişe saygı, bugüne zarafet, geleceğe miras.”
Son olarak antika ve vintage ürün alırken okuyucularımızın nelere dikkat etmesini önerirsiniz?
Öncelikle almış oldukları ürünlerin yeni ürünler olmadıklarını ve yeni ürünlerin performansına sahip olmayabileceğini bilmeleri gerekiyor. Elbette iyi durumda, temiz, bakımları yapılmış ürünleri tercih etmek son derece doğal ama bir yerindeki çizik, minik bir çatlak, küçük bir kırık veya kullanım izleri o ürünlerin değerini düşürmez aslında. Hatta birçok kültürde böyle ürünler özellikle tercih edilir.
Sadece görüntüsü hoş diye seçmemek gerekiyor ürünleri, hangi döneme ait, özellikleri neler, ürünün bakımları yapılmış mı, bilinen bir sorunu var mı, özelliği nedir, temizlik ve bakımları nasıl yapılmalı gibi soruları sormalı ve bu soruların cevaplarına göre kendileri için uygunsa tercih etmeliler.
Ben biraz tanıdığım müşterilerime; bu ürünü niçin istiyorsun, beklentin ne diye soruyorum. Uzun vadede aynı zamanda yatırım için mi, sadece görsellik için mi, günlük kullanım için mi almak istiyor. Tüm bu soruların cevaplarına göre alternatif ürünler öneririm. O nedenle almadan önce herkes kendine bu soruları sorarsa daha doğru ürünleri seçmiş olacaklardır.