Mobilya sektöründeki 56 yıllık tecrübesiyle müşterilerinin hayallerini Asortie kalitesi ile harmanlanarak hayat bulduran Asortie Mobilya’nın kurucusu Murat Erat, mobilya sektörünün pandemi döneminde farklı fırsatlar yakaladığını vurguluyor. Özellikle dünyaca zor zamanlar geçirdiğimiz dönemde hızlıca ivme yakalayarak gerçekleştirdiği çalışmalarla sektördeki farklılığını ortaya koyan Asortie Mobilya, sınırlarını zorlayarak birçok ülkeye de ihracat yapmaya devam ediyor.
Başarılı iş insanı Murat Erat’ı daha yakından tanıdığımız, Asortie Kids markasının hedeflerini öğrendiğimiz ve Asortie ailesinin vizyonunu konuştuğumuz çok özel röportajımız sadece VipTurkey okuyucularına özel…
Murat Bey, son 10 yılda ülkemizde yaşanan bazı ekonomik ve sosyal zorluklara rağmen Asortie markası hız kesmeden sektörde büyümeye devam ediyor. Bunun yanı sıra pandemi döneminde neredeyse tüm sektörlerin yaşadığı olumsuzluklara rağmen Asortie, bu süreçte de neredeyse hiç etkilenmeden başarılarına başarı kattı. Bu başarıların ardında ise benimsediğiniz iş vizyonunuz dışında şüphesiz ki başarılı bir iş insanı olmanız yatıyor. Peki, başarılı bir iş insanı olarak bu başarınızı neye bağlıyorsunuz, öğrenebilir miyiz?
Pandemi gerçekten tüm insanlık için çok kötü bir deneyimdi. Bu süreçte global dünyada ticarette nasıl ayakta kalabiliriz, öğrenmiş olduk. Bu süreç elbette birçok sektör gibi mobilya ve dekorasyon sektörünü de ilk başlarda olumsuz etkiledi. Fakat pandemi sürecinin mobilya sektörüne farklı bir katkısı oldu. İnsanlar evde kaldıkça ev dekorasyonlarında değişiklik yapmaya odaklandı. Yeni trend mobilya ve dekorasyon modelleri oldukça talep edilir bir hal almaya başladı. Bu özelliği ile pandemi süreci kısa vadede mobilya sektörü için bir tehdit oluşturmuş olsa da orta ve uzun vadede farklı bir fırsat da yaratmış oldu.
Bu sürece göre gerek üretim yapılanmamızı gerekse de satış kanallarımız yeni döneme göre dizayn ettik. En güçlü olduğumuz alan olan ihracat kabiliyetimiz ile 46 farklı ülkede satış kanalları oluşturduk. Bu kanalları pandemi sürecinde hız kesmeden kullandık. Özellikle insanların sosyal medyada zaman geçirdiği kapanma günlerinde dijital reklam ve PR çalışmalarımızı daha da yüksek potansiyelde kullandık. Pandemide fabrikalarımızı kovid önlemleri kapsamında kademeli olarak çalıştırdık ve üretim bandımızı hiç aksatmadık. Şu anda pandemi dönemlerinde yaptığımız reklam ve tanıtım faaliyetlerimizin meyvesini toplamaya başladık.
İyi bir tüccar gelirlerinden değil, giderlerinden kazanmayı bilendir. Bu sebeple ciddi yatırımlar yaparak ihracattaki başarımızı bu olumsuz gibi görünen süreçte zirvede tuttuk.
Ticarette bir kural vardır; herkesin durduğu yerde sen koşacaksın. Bu şekilde düşünerek piyasa ve sektörü iyi harmanlayacaksın. Birçok firma pandemide kabuğuna çekilip faaliyetlerini kısarken, biz yeni ürün geliştirme ve yeni pazarlar elde etmek için çabaladık ve bu yıl ihracat yaptığımız ülke sayısını artırdık. Öyle ki yaptığımız ihracat rakamları önceki yıllara göre artış gösterdi. Bu gibi durumlarda pazarı iyi tanımak ve ihtiyacın ne olduğunu iyi kavramak size ivme kazandırır. Vizyoner mobilya üreticisi, barışta bayrak direği satar, savaşta tabut satar ama her koşulda üretimini ve ticaretini devam ettirir. Biz pandemi sürecinde kendimizi ve sınırları zorlayarak birçok ülkeye ticari ziyaretler yaptık. Elbette bu önceden yaptığımız ziyaretler kadar kolay ve keyifli değildi ama biz asla evde yatmadık. Fabrikadaki üretim departmanımız yasaklı günlerde işine gelemese de biz, devletimizin tanıdığı özel izinler ile her gün işimizin başında kaldık ve gelecek süreçler için yeni fikirler ve yol haritaları çıkardık.
Asortie ailesi olarak bizler pandemi sürecinde de büyüdük. Büyümemizin sırrını ise; karınca gibi hiç durmadan çalışmak ve piyasayı iyi analiz etmek olarak özetleyebilirim.
Asortie Kids markanızla lüks çocuk ve genç odası tasarımlarını alıcılarına sunuyorsunuz. Ne tarz tasarımlar hazırlamaktasınız, hangi tarz kişilere hitap ediyor?
Her çocuk bizim için kıymetlidir. Nasıl geleceğin antikalarını üretiyoruz dediysek, geleceğin nesilleri içinde kaliteli ve lüks mobilyalar üretiyor, onları şimdiden lüks ve konforla tanıştırıyoruz. Her gencin hem özgüvenlerini arttıracak hem kendilerini daha değerli hissetmelerini sağlayacak kendine ait bir yaşam alanı olmalı.
Asortie olarak klasik mobilyayı gençlerin istediği şeklide yeniden tasarlayıp onların hem konforlu hem de daha gösterişli yaşam alanları olmasını hedefliyoruz. Genelin dışında özel tasarım ve ölçülerle hem ailelerin hem de çocuklarımızın hayatlarına lüks dokunuşlar yapıyoruz.
Genç odalarına yeni bir soluk kazandırmayı hedefliyoruz. Doğal ahşap ve el emeği mobilyalarımız özel tasarım mobilyalarımız ile ebeveynler uzun yıllar küçük dokunuşlarla değişebilecek şık çocuk ve genç odalarına sahip oluyor. Birçok ülkede özel tasarım çocuk odalarımızdan oldukça memnun geri dönüşler almaktayız. Büyüyen çocuklarımızın da gelecekte kendi evleri içinde bizi tercih etmeleri bizi ayrıca mutlu etmektedir.
Asortie Mobilya’nın Yönetim Kurulu Başkanı olarak başarılı iş insanı kimliğinizin yanı sıra aynı zamanda sosyal hayatınızdaki dinamik yapınızla da oldukça dikkat çekiyorsunuz. Murat Bey, peki yoğun geçen iş hayatınızla beraber aktivitelerinize de zaman ayırırken dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Kendimi olabildiğince doğaya veriyorum. Profesyonel olarak bisiklete biniyorum. Üniversite hayatımda amatörce binerdim. Çalışma hayatına girdiğimde bir müddet ara vermek zorunda kaldım. Uzun yıllardır profesyonel anlamda bisiklet kullanıyorum. Türkiye’de bisiklet kullanmak zor… İnsanlar bisiklet kullananlara trafikte zor anlar yaşatıyorlar. Bizim kültürümüzde henüz tam oturmuş bir spor dalı değil ne yazık ki. Ama her şeye rağmen bisiklet ile yeni yerler keşfetmek ve kendini rüzgârın dinlendirici ahengine bırakmanın keyfi çok harika.
3 tane yarış bisikleti, 2 şehir bisikleti, 2 dağ bisikleti ve 1 ileri düzey dağ bisikleti olarak da adlandırabileceğimiz crossbike denilen bisikletim var. Ayrıca yurt dışındaki evlerimde de 2 şer adet bisikletim var. Yarış veya şehir bisikletlerimi genelde İstanbul içindeki Bebek, Arnavutköy, Kuleli, Çengelköy, Sarayburnu sahillerinde, şehir dışında ise Muğla, Antalya, Denizli, Tekirdağ, Çanakkale Yalova gibi sahillerde kullanıyorum. Dağ bisikletini ise İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrinde dağlara ve doğaya çıkarak kullanıyorum. Bunun yanında Dubai ve Ukrayna’da kaldığım zamanlarda buralarda da çok fazla bisiklet turlarına çıkıyorum. Bisiklet sporu ile ilgili Türkiye’de birçok dernek var ama genel işleyiş derneklerden ziyade bisiklet grupları ile işliyor.
Ben, Bisiklet Federasyonu’na kayıtlı profesyonel bir bisikletçiyim. Elbette ben de birkaç derneğe üyeyim ama daha çok turlara özellikle sosyal medyadan organize olan profesyonel gruplar ile katılıyorum. Bu gruplar farklı kişilerle tanışmama ve yeni dostluklar kazanmama da imkân sunuyor. Bugüne kadar gerek üniversitelerin gerekse belediye veya diğer kamu kurumlarının ve en önemlisi de Bisiklet Federasyonu’nun organize ettiği birçok yarışmalara katıldım. Bu yarışmalarda dereceye girip ödül aldığım da birçok organizasyon var tabii. Özellikle 2006 yılında İstanbul Bisiklet Yarışması’nda birinci olmuştum.
Yerli ve yabancı olarak oldukça başarılı bir mimar ekibine sahipsiniz. Ekibinizi oluştururken değer verdiğiniz hususlar neydi?
Biz, mobilyalarımızı klasik, lüks ve antika gibi gruplandırmıyoruz. Bizim için en iyi mobilya, rahat, konfor ve şıklık için tasarlanmış mobilyadır. Sizin hayal ettiğiniz mobilyayı belirli kalıplara sokmak, alışılagelmiş motiflerle süslemek ve artık herkesin görmeye alıştığı renklerle donatmak tarzımızın dışında. Tasarımcılarımız, ürünleri dizayn ederken önceden şekillenmiş kalıpları değil, sizin hayallerinizi çizerler. Mekânın her detayında incelikle çalışılır ve müşterinin hayalleri Asortie kalitesi ile harmanlanarak hayat bulur. 56 yıllık bir geçmişe sahip olmakta bunun çok büyük bir payı olduğunu düşünüyoruz.