Türkiye’den doğup kısa sürede sınırları aşan Alyalina, kadınların sadece tüketici değil, üretici ve lider olduğu bir ekosistem kuruyor. Kurucusu Nazan Eke, VIP Turkey Dergisi’ne verdiği özel röportajda, markanın kalbindeki kadın gücünü, girişimcilik yolculuğunu ve geleceğe dair global vizyonunu samimiyetle paylaştı.
Nazan Hanım, biz sizi başarılı bir iş insanı olmanızın yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine verdiğiniz destekle de tanıyoruz. Yine de okuyucularımız adına sizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Hayat yolculuğum Samsun’da başladı. Bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde geçen yılların ardından, içimdeki girişimcilik tutkusu beni farklı bir yola çağırdı. Kurumsal hayat bana disiplini, planlamayı, kriz anlarında sakin kalmayı öğretti; ama gerçek anlamda özgürlüğü ve yaratıcılığı, doğrudan satış dünyasında buldum. Aynı zamanda kadınların kendi ayakları üzerinde durabildiği, birbirinden güç aldığı bir ekosistemin parçası olmak beni derinden motive etti. Bugün geldiğim noktada hem iş dünyasında hem de sosyal alanda kadınların sesini duyurmak adına bir köprü olabildiysem, ne mutlu bana.

Nazan Eke
Doğrudan satış dünyasına geçişinizin öyküsünü anlatır mısınız? Kadın girişimci olarak bu yolda karşılaştığınız en büyük kişisel dönüm noktası neydi?
Doğrudan satış, benim için bir iş modelinden çok bir dönüşüm hikâyesi oldu. İlk zamanlar zorluklarla doluydu; dışarıdan bakıldığında “garanti” işleri bırakmış bir kadındım. Ama içimde güçlü bir inanç vardı: Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazandıklarında sadece kendi hayatlarını değil, çevrelerindeki birçok hayatı da dönüştürdüklerini biliyordum. En büyük kişisel dönüm noktam ise, kendi adıma değil, bir başka kadının hayatına dokunabildiğimi fark ettiğim andı. İşte o an, yaptığım işin anlamı kök saldı.
20 yıllık sektör deneyiminizden sonra Alyalina markasını kurmaya sizi ne motive etti?
20 yıla yaklaşan saha ve liderlik deneyimim ile eşimin şirketinde sistem tarafında edindiğim bilgileri birleştirerek, kendi değerlerimi ve vizyonumu yansıtabileceğim bir marka kurma zamanı gelmişti. Alyalina’yı sadece ticari bir girişim değil, kadınların güçlendiği, büyüdüğü ve birbirine ilham verdiği bir topluluk olarak inşa ettim. Doğadan gelen iyiliği, kadınların içsel gücüyle birleştiren bir marka yaratma hayalim, beni bu yola yönlendirdi.

Nazan Eke
“Kadınların Gücüyle Yükselen Bir Marka”
“Alya” ve “Lina” kelimelerinin birleşimiyle oluşan “Alyalina” isminin anlamı markanızın kimliğini nasıl yansıtıyor? İsmin hikâyesi markaya nasıl yön verdi?
“Alya” gökyüzünü, yüceliği ve ilhamı temsil ediyor. “Lina” ise incelik, zarafet ve kadınsılığı… Alyalina, bu iki ruhun birleşimi: hem güçlü hem narin, hem yüksek hedefleri olan hem de kalpten gelen bir yolculuk. İsmi ilk söylediğimizde bile bir melodisi var. Bu melodiyi markamızın tüm dokularında yaşatıyoruz; ürün formüllerinden ambalajlara, iletişim dilinden satış ritüellerine kadar.
Peki, Alyalina olarak neler yapıyorsunuz? Ürün gamınızda neler var, sizden dinleyebilir miyiz?
Alyalina çatısı altında doğanın şifasını ve bilimin gücünü birleştiren geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Cilt bakım serilerimiz, gıda takviyelerimiz, doğal içerikli içeceklerimiz, bitkisel çaylarımız, ev hijyen ürünlerimiz ve parfümlerimizle her ihtiyaca cevap verecek bütünsel bir sağlık ve güzellik ekosistemi kurduk. Özellikle çörek otu, ölmez otu ve papatya gibi güçlü Anadolu bitkilerini merkezimize alarak ürünlerimizi formüle ettik.
Yakın zamanda yeni çıkaracağınız ürünler var mıdır, bunlar neler?
Evet, heyecanla beklediğimiz yeni lansmanlarımız var. Renkli kozmetik alanında uzun zamandır üzerinde çalıştığımız ürün gruplarımızı yakında satışa çıkaracağız. Ayrıca fonksiyonel içecekler ve doğal yağlar üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor.
Hâlihazırda Türkiye’de güçlü bir yeriniz var; yakın gelecekte hangi pazarlara açılmayı planlıyorsunuz? Bu süreçte öngördüğünüz stratejik zorluklar neler?
Azerbaycan, Kazakistan, Rusya ve Kırgızistan pazarlarında şimdiden ciddi bir ilgiyle karşılaşıyoruz. 2025 sonuna kadar yedi ülkede aktif satış ağı kurmayı hedefliyoruz. En büyük stratejik zorluk, yerel regülasyonlara uyum ve kültürel farklılıkları doğru okumak. Ama Alyalina’nın evrensel dili sayesinde bu süreci güçlü ortaklıklarla ve yerel kadın liderlerle aşabileceğimize inanıyorum.
Bu genişlemede kadın girişimciler için ne gibi fırsatlar yaratmayı hedefliyorsunuz?
Her ülkede yerel kadın liderlerle büyümek, Alyalina’nın temel felsefesi. Onlara sadece ürün değil, bir iş modeli sunuyoruz. Eğitimler, mentorluk sistemleri ve başarıya giden yolda yalnız olmadıklarını hissettirecek destek mekanizmalarıyla kendi başarı öykülerini yazmalarını sağlıyoruz. Kadın kadına büyüyen bir iş modeli bu.

Nazan Eke
“Doğrudan Satıştan Global Markaya”
Alyalina olarak kadın istihdamına nasıl katkı sağlıyorsunuz?
Doğrudan satış modeli sayesinde binlerce kadına kendi işini kurma fırsatı sunduk. Kadınlara zaman ve mekândan bağımsız gelir yaratma özgürlüğü tanıyoruz. Ayrıca ofislerimizde ve yönetim kadrolarımızda da kadın istihdamı oranımız oldukça yüksek.
Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi sizce bir toplumda neleri değiştirir?
Bir kadın güçlendiğinde sadece kendi hayatı değil, çocukları, ailesi, çevresi hatta mahallesi dönüşür. Kadınlar ekonomik olarak bağımsızlaştığında toplum daha adil, daha üretken ve daha umut dolu olur. Bunu sayısız örnekte gördüm ve yaşamaya devam ediyorum.
Alyalina’yı benzer markalardan ayıran en güçlü özelliği nedir?
Biz sadece ürün satmıyoruz; bir yaşam tarzı ve bir topluluk inşa ediyoruz. Marka elçilerimiz bizim için sadece distribütör değil, yol arkadaşımız ve ilham kaynağımız. Bu kolektif ruh, bizim en büyük farkımız. Ayrıca ürünlerimizin yüksek kalite ve doğallık odaklı olması da sadık bir müşteri kitlesi yaratmamıza yardımcı oluyor.
Sürdürülebilirlik, etik üretim ve topluma katkı gibi konularda Alyalina’nın dikkat çeken bir duruşu var. Bu değerleri iş modelinize nasıl entegre ettiniz ve bu duruşun hem marka kültürüne hem de tüketicinizle olan ilişkinize nasıl etkileri oldu?
Kuruluşumuzdan bu yana doğaya zarar vermeyen, geri dönüşümlü ambalajlar kullanmaya ve etik tedarik zincirleri oluşturmaya özen gösteriyoruz. Sosyal sorumluluk projeleriyle topluma geri vermek, bizim işimizin ayrılmaz bir parçası. Bu tutarlı duruş, tüketicimizle güçlü ve güvene dayalı bir bağ kurmamızı sağladı.
“Alyalina’nın Vizyonu: Doğadan İlham, Kadından Güç”
Geri dönüşüm ya da eko-kozmetik projelerinizi nasıl entegre ediyorsunuz?
Ürün serilerimizde çevre dostu ambalajlar kullanıyoruz. Doğal kaynakları korumak bizim için sadece bir tercih değil, bir sorumluluk. Ayrıca “Kullandıkça Kazan” adını verdiğimiz bir kampanya ile geri getirilen ambalajları hem ödüllendirmeyi hem de doğaya katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Kadın lider olarak markanıza hangi değerleri aşılıyorsunuz? Ekip ruhunu ve dayanışmayı sürdürmenin püf noktaları nelerdir?
Samimiyet, güven ve birlikte büyüme ruhu benim liderlik anlayışımın temelini oluşturuyor. Marka elçilerime hep şunu söylerim: “Başarı paylaşılınca güzelleşir.” Başarılarımızı kutlamayı, zor zamanlarda kenetlenmeyi ve herkesin sesini duyurabileceği bir alan yaratmayı önemsiyorum.

Nazan Eke
“Türkiye’den Dünyaya Açılan Yolculuk”
Nazan Hanım, son olarak gelecekte Alyalina’yı nerede görmek istiyorsunuz? Bu anlamda markanız ve kendi kişiseliniz hakkındaki hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Alyalina’yı yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın kadınlarıyla buluşan global bir marka olarak hayal ediyorum. Kendi adıma ise, daha fazla kadına ilham verecek projelerde yer almak, eğitime destek vermek ve kız çocuklarının geleceğine katkı sağlamak öncelikli hedeflerim arasında. Bu yolculuk sadece iş değil, bir yaşam amacına dönüşmüş durumda.












