Marka, pazarlama ve satış alanlarındaki uzmanlığı ile iş dünyasında önemli bir saygınlığa sahip olan ve başarısını aldığı ödüllerle taçlandıran Roberto Murat Özdemir ile Exclusive Marka Yönetim işini, yakında piyasaya çıkacak olan yeni kitabı “Kendinin Kahramanı Ol” u ve marka süreçlerini konuştuk!
Öncelikle Roberto Murat’ı tanıyabilir miyiz?
1978 İspanya doğumluyum. Uludağ üniversitesi İktisat fakültesi, Barcelona Üniversitesi Sermaye Piyasaları yüksek lisansını tamamladım. İş hayatına HSBC’de başladım ve çeşitli kurumlarda üst düzey yöneticilik yaptım. Çalışma hayatım boyunca marka, satış, pazarlama alanlarında yer aldım. Çağrı Merkezi Yöneticisi El Kitabı ve Satışta Jedi Bilgeliği Kitabının yazarıyım. Yakında “Kendinin Kahramanı Ol” isimli kitabımın yayımlanması için çalışıyorum. Nöro bilim ışığında marka, pazarlama ve satış alanlarında uzmanlığını oluşturdum. Bir çok kurum ve kişilere exclusive marka yönetimi hizmeti veriyorum.
Mesleki hayatım süresince 4 ödülün sahibi oldum.
Türkiye’ nin En İyi Yöneticisi Ödülü – Türkiye Magazinciler Derneği / 2017
Türkiye’ nin En İyi İnteraktif Satış Fikir Yöneticisi Ödülü – Evos Grup / 2017
En İyi Marka Danışmanı – Tükiye & Azerbaycan Kardeşlik Ödülleri / 2018
Yılın Marka Danışmanı – Diamonds of Turkey / 2021
Bir röportajınızda “Popüler olmak, marka olduğun anlamına gelmez.” diyorsunuz. Siz kişileri ve kurumları, bu doğrultuda hedeflerine nasıl ulaştırıyorsunuz?
Evet, göz önünde olmak, her yerde görünmek marka olduğun anlamına gelmiyor. Popüler olmak ile karıştırmamalıyız. Bu süreçler sizi o an tanınmış yapar. Ancak marka sürekli devam eder. Çalıştığım kişi ve kurumların hedefleri, gelmek istedikleri noktanın doğru olarak belirlenmesi ilk başta en önem verdiğim konular. Bu konulara yönelik doğru strateji ve yol haritasının çıkarılması son derece hassasiyetle baktığım alanlar. Bir çok kararınız ve fikriniz olabilir. Ancak hangisinin doğru olduğunu belirlemek kritik bir an. Çünkü zaman en önemli maliyet. Kişi ya da kurumların ürün ya da hizmetlerinin ne kadar farklı ve ilgi çekeceği ortadadır. Fakat tüketicilerin ya da takipçilerin nasıl algıladığı ve beklentileri önemli. Bunlara göre hareket etmek son derece önemli konular. Sürdürülebilir yapıyı bozmadan, tüm tüketici beklentilerini an ve an kontrol ederek, firmanın veya kişinin çizgisinden çıkmadan kişiye veya kuruma uygun pr kanallarını oluşturarak hedeflerine ulaştırıyoruz. Aslında birçok kriteri tüketici ile firma arasında ya da kişi ile takipçileri arasında kalıcı aşkı yaratarak ilerletiyoruz.
Kişisel Marka olmak artık kişiler için önemli bir faktör hâline geldi. Kişilerin marka olması doğuştan bir yetenek midir? Marka olmak için nasıl bir yol izlenmelidir?
Markanın terminolojide ki tanımına bakarsak; “Bir ya da bir grup üreticinin ya da satıcının mal ve hizmetlerinin tanıtmaya rakiplerinden ayırt etmeye ve farklılaştırmaya hizmet eden isim, logo, kavram, sözcük, simge, tasarım, resim ve bütün bunların bileşkesi olan somut ve soyut bir kavramdır.” olarak karşımıza çıkar. Ancak marka kavramı sadece logo, resim, renk vb. değildir. Günümüz dünyasında marka bunların çok ötesindedir. Marka, karşındaki insanlarla iletişim kurabilmedir, bağ kurabilmektir. Müşterilerinle ortak hareket edebilmektir. Müşterilerinin hayat boyu senle yaşadığı olumlu deneyimi sürdürebilmektir. Marka için çalışan tüm kadroların ortak vizyon ve misyonu karşı tarafa yansıtabilmeleridir. Müşterilerinin hayatlarını kolaylaştırabilmek, markanın sayesinde müşterilerin sorunlarının çözümleyebilmesini sağlamaktır. Marka, imaj ve itibar yönetimini iyi yapabilmek ve bunların tümünü sürdürülebilir yapıda yapabilmektir.
Dolayısı ile herkes ve her kişi de kendisinin markasıdır. Ve kendisinin marka yönetiminden sorumludur. Marka doğuştan bir yetenek değil, kişinin kişisel gelişim ve doğru stratejileri oluşturması ile ulaşabileceği bir kavramdır. Diğer yandan, tanınmış olmak bir marka olmak anlamında değildir. Andy Warhol’un çok meşhur bir sözü vardır “ Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır”. Yaptığınız çalışmalarla o an, o dönem için ünlü olabilirsiniz. Ancak marka demek, sürekli sürdürülebilir yapıyı koruyabilmek demektir. Siz twitter’da trend topic olabilirsiniz ancak bu sizi marka yapmaz. Popüler olmak, geçici ün kazanmak marka olduğunun anlamına gelmez. Bunlar size o an başarı kazandır, marka ise bir ömür boyu. İster firma olun isterseniz kişisel, sonuç aynıdır.
Bir markanın ortaya çıkış yolculuğu kadar devamlılığının da önemli olduğu yadsınamaz. Size göre markayı ayakta tutan ve sürekliliğini sağlayan faktör nedir Roberto bey?
Sıklıkla dile getirdiğim bir sloganım var;’’Konuştuğunuz kadar değil, algıladıkları kadar varsınız’’
Bir markanın kalıcılığını sağlayan faktör sürdürülebilir olmasıdır. Müşterinin ne beklediğinden ziyade neyi nasıl algıladığını tespit etmek çok önemlidir işte burda nöro bilim devreye giriyor ve sürdülülebilirliği algı boyutuna taşıyarak servis etmek, bütün süreci nöro bilim ışığında takip etmek önemli hale geliyor. Marka olmaktan ziyade marka olarak kalabilmek, bütün belirttiğim şapkaları aynı anda kullanabilmektir.
Kurumsal Firmalarda uzun süre çalıştınız ve şimdi bulunduğunuz çalışma hayatı için size ne gibi deneyimler getirdi? Olumlu ve olumsuz deneyimlerinizden bahsedip, ne gibi tavsiyelerde bulunurdunuz?
Her çalışma, her kurum her iletişim bir deneyim getirir insana. Önemli olan bu deneyimler karşısında neler kazandığı ve neleri geliştirebileceğinizin farkında olmanızdır. Bir çok kurumda çalışmış ve eğitimler veren biri olarak şunu size söyleyebilirim ki en büyük deneyimim, iletişimin her konu da ne kadar önemli olduğunu kavramış olmamdır. Diğer yandan olumsuz deneyimler beni küstürür ya da bunaltırdı. Ancak yıllar içinde gözlemledim ki olumsuzluklar aslında başarının altın anahtarı. Bu bakımdan başarısızlıklardan kaçmamak, başarısızlıklar karşısında öğreti modunu içselleştirmek ve buna göre yol almak sizleri etkin noktalara taşıyacaktır.
Sizce Türkiye’de markalaşmaya gerçekten önem veriliyor mu?
Maalesef. Çünkü Türkiye’de ya sadece günü kurtarmaya yönelik kararlarla ilerleniyor, ya verilen kararlar ve stratejiler hızlı ve sürekli değişiyor ya da işler iyi gidiyorsa biz doğruyu yaptık denilip diğer tüm önemli çalışmalar bırakılıyor. Tabii ki bu süreci çok iyi işleyen firmalarımız da var. Ve onları artık global sahnede görmeye başladık.
‘Kendinin Kahramanı Ol’ adlı kitabınız ne zaman okuyucuyla buluşacak. Okuyucuları nasıl bir kitap bekliyor?
Evet, bana bu aralar en çok gelen sorulardan bir bu ve kitabın bekleniyor olması beni çok mutlu ediyor. Kitabı bu sonbahara yetiştirme hedefindeyiz. Kendinizi bulacağınız, kendinize liderlik yapabileceğiniz, hedeflerinize ulaşmanız için bir kahramana ihtiyacınızın olmadığını aslında gerçek kahramanın kendiniz olduğunu ve bunu nasıl keşfetmeniz gerektiğini size gösteren bir kitap okuyucularla bulaşacak.
Başarılı olmanızı sağlayan bir numaralı yaşam rutini nedir?
Hepimizin bir çok rutini bulunmaktadır. Bu rutinler duruma göre değişiklik arz eder. Sizi besleyen neyse ona odaklanmanız önemlidir. Ancak benim bir numaralı yaşam rutinim “Tutku”
Yarın ve sonrasında sizi nasıl göreceğiz? Gelecek projelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Türkiye’de ilk ve tek olan Exclusive Marka Yönetimi çalışmalarımızı daha da ileriye taşıyacak ve geliştirecek şekilde ilerlemek hedefimiz. Hizmet verdiğim işim aynı zamanda kendi markamı da yönetmemde kullandığım bir süreç. Dolayısı ile marka yolculuğumda dikey ve yatay gelişerek ve genişleterek ilerleme sürecindeyim. Kişilerin ve kurumların hedeflerine daha etkin, daha güvenilir, daha verimli ulaşması için proje üretmeye devam edeceğim.