TUTKU VE İLHAM DOLU BİR KADIN: YEŞİM KALE
Bu sayfalarda ağırlamaktan büyük keyif ve heyecan duyduğum sürprizlerle dolu bir kadın Yeşim Kale. Hemen hemen her işi ve her girişimi muazzam bir heyecan veriyor bana ve elbette sanatseverlere. Biliyorsunuz kendisini bir süre önce “Kar Fırtınası’nda Bahar Çiçekleri” sergisiyle bu sayfalara konuk etmiştim. Bugün çok ama çok farklı sürprizleri dinlemek, yeni projelerini sizlerle paylaşmak üzere buluştum Yeşim Kale’yle. “Sanat, benim bireysel hayatıma çok güzel pencereler açtı” diye anlatan Yeşim Hanım çocukluğundan beri hayal ettiği projeleri elinden geldiğince gerçekleştirdiğini anlatıyor. Onun bu azim ve tutkusuna hayran kalmamak elde değil. “Bu aynı zamanda, benim bireysellik adına yaptığım araştırmalar ve yazı hayatım için de harika vizyonlar geliştirmemi sağlıyor” diyen ilham dolu bu güzel kadın bir de harika haber veriyor bizlere ve, “Belki uzun bir aradan sonra resimlerimle birlikte ikinci kitabımı da çıkarabilirim” diyor. Bakın röportajın devamında daha neler neler anlatıyor…
Yeşim Hanım, sizleri yeniden bu sayfalarda karşılamak harika. “Kar Fırtınası’nda Bahar Çiçekleri” sergisinden sonra “Renklerin Yazdığı Hikayeler” ve “Renkli İnsanlar, Siyah Beyaz Hikayeler”adlı sergilerinizle ağırlamıştım sizleri şimdi ise yine harika bir sergi ile geldiniz. Yeni serginiz “İnsandaki Kainat-Çiçek İzleri”nden bahseder misiniz?
Kuzguncuk’taki galeriyi kiraladığım zaman beş kişisel sergi yapmayı planlamıştık ve açılışımızdaki “people” sergisini de ilave ettiğimizde beş solo sergi hedefimize ulaşmış olduk. Son sergimiz İnsandaki Kainat-Çiçek İzleri, benim için bambaşka bir anlam taşıyor. Çünkü Sümer tabletlerinden ve sembolizminden etkilenerek hazırladığım bir sergi bu. Yaz boyunca yaptığım on beş resim ile insanın varoluşunu, kökenlerini, mitolojik kavramlar, bitki ve hayvanlarla etkileşimlerini anlatmaya çalıştım. Kâinatı insansız, insanı kainattan uzak bir varlık olarak düşünemeyiz. Yaratılmış tüm varlıklarla ilgili ve etkileşim içinde olabilen sosyal bir varlıktır insan…Benim için en önemli araştırma ve yazım dili ise insansı bir merak ve arayışla ortaya çıkmıştır. Bunu resmin diliyle anlatmak ise büyük bir ayrıcalıktır.
Bu serginin diğer sergilerinizden farklı ne gibi yanları var? Ve bu sergiye adını verirken nelerden ilham aldınız, bu isim bize neler anlatıyor?
Bu sergimde ilk defa Sümerlerin sembollerinden faydalandım. Diğerlerinde semboller yerine renkleri kullanarak resim yapmıştım. Mitoslar yoktu, tarih yoktu. O dönemdeki resimleri incelediğimde, kendi resimlerime çok yakın buldum. Çizgilerim şaşırtıcı biçimde onlara benziyordu. Teknik özgürlüğün içinde muhteşem anlatılardı. Tematik resim ve fresklerdi. Hoşuma gitti. Bu ismi vermek istedim.
“İNSANDA KÂİNAT GİZLİDİR”
Serginin manifestosu hakkında da bir şeyler dinlemek isteriz sizden…
İnsanı diğer varlıklardan ayıran, içindeki hatalarından vazgeçebilme ve değişebilme olgusudur. İnsan, devamlı yenilenen, hücreleri hep yeniden yapılanan, aynı kalmayan bir varlıktır. Bu yüzden, “insanda kâinat gizlidir “derler. İnsan, beşerî bir varlıktır. Tıpkı hayvanlar ve diğer canlılar gibi; yemesi, içmesi, nefes alması gerekir. Organlarının ve bedeninin biyolojisi ve fizyolojisi, diğer hayvanlardan farklı olsa da, fizyolojisi ve ihtiyaçları pek farklı değildir. Şefkat, akıl, liderlik, koruma gibi duygular hayvanlarda da vardır. Ancak insanı hayvanlardan ayıran şey, anlayış ve gönüldür. İnsan, nefsini terbiye ettiğinde, hayvani davranışlarından arındığında, ruhani yönü, daha yüksek boyuttaki enerjilerle irtibata geçebilir. Üstün yetenekleri ortaya çıkabilir. Bu yüzden insan, aslında insan üstü bir varlıktır aynı zamanda. “İnsandaki Kâinat” isimli solo sergimde, işte bu konuyu renkleriyle ve yüzü olmayan figüratif insan siluetleriyle anlatmak için, farklı bir tasarımla, sanatçı duruşuyla ve görsel ifadelerle izleyicinin beğenisine sundum.
Sanatseverlerden nasıl tepkiler alıyorsunuz peki? Bu sergilerinizin yansımaları nasıldı?
Sanatseverler, benim dışavurum anlatılarımı çok seviyorlar. Her sergimde, farklı bir tema ve oluşumla onlara sürprizler yapıyorum ve hoşlarına gidiyor. Beni takip eden izleyicilerimin güzel yorumlarını ve yapıcı eleştirilerini dinlemek hoşuma gidiyor.
“EKİM AYINDA LOUVRE CAROUSEL’DE BİRKAÇ RESMİM SERGİLENECEK”
Önümüzdeki dönem projelerinizden ve sergi planlarınızdan da bahseden misiniz?
Kuzguncuk sergi projelerimizi tamamladık. Bundan sonraki sanat yolculuğuma Nişantaşı’ndaki stüdyomda devam etmeyi düşünüyorum. Orada gerçekleştirmek istediğim projelerim var. Merkezi bir yerde olmamız gerekiyordu, oraya taşındık. Paris’te Ekim ayında Louvre Carousel’de Türkiye’yi temsil eden ressamlarla birlikte benim de birkaç resmim sergilenecek. Kasım ayındaki açılışımız ve Lütfi Kırdar Sergi Sarayı’ndaki IAAF Fuarı ile birlikte 2022 projelerimizi tamamlamış oluyoruz. 2023 projelerimiz şimdilik sürpriz olsun.