“İnsanlar sizi izlerken oynadığınız karakterden etkileniyor ve gerçek buluyorlarsa bir aktör doğru yolda demektir.” Diyerek ruhunu ve duygularını konuşturarak canlandırdığı karakterlerle popüler sinema ve TV yapımlarında yol rol almış başarılı aktör Cem Uçan ile VipTurkey dergisi olarak çok özel bir röportaj gerçekleştirdik.
Cem bey, hepimiz sizi ekranlardan severek takip ediyoruz ama okurlarımız için de kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Çocukluğu küçük bir ilçede geçen, küçük bir ailenin mahalle kültürüyle yetişmiş, sokağı iyi bilen komşudan salçalı ekmek isteyen, normalden fazla yaramaz olan üç erkek çocuğunun en büyüğüyüm… Bosna’dan göç etmiş bir aileye mensubum. Çok küçük yaşlarda oyunculuk ile tanışıp, âşık oldum mesleğime. Aradan yıllar geçse de iyi bir aktör olma yolunda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Hayatımdaki tüm yarışım kendim ile… Uzun bir zaman kıymetli hocalardan mesleğimle ilgili eğitimler aldım, hala sevdiğim aktörlerin filmlerinin okumalarını yaparım. Kariyerim boyunca önemli aktörlerle çalıştım ve onlardan kıymetli şeyler öğrendim. Yani kısaca iyi aktör olmaya çalışan, mesleğine âşık biri olarak adlandırabilirsiniz beni…
Şu ana kadar birçok başarılı ve popüler yapımda rol aldınız. Peki, sizi en çok heyecanlandıran ve geliştirdiğine inandığınız, severek oynadığınız rol hangisiydi?
Sizin de söylediğiniz gibi popüler olmuş çok izlenen kaliteli yapımlarda rol aldım, bu yüzden şanslı olduğumu düşünüyorum. Profesyonel yapım şirketleriyle çalışma fırsatı bir aktör için paha biçilemez bir şey. En çok sevdiğim karaktere gelecek olursak; oynadığım karakterler benim ruhumun birer parçası, ayrım yapmak zor fakat bir Osmanlı Polisiyesi olan Filinta’da canlandırdığım ’Bıçak Ali’ karakterinin bana öğrettiği ve kattığı çok şey var. O karakteri çok seviyordum.
Rol aldığınız karaktere girebilmek adına ne tür çalışmalar yapıyorsunuz bu süreci bizimle de paylaşır mısınız?
İlk önce yönetmenimle görüşerek karakterle ilgili karakterin nasıl bir insan olduğu, neleri sevip nelerden hoşlanmadığı gibi detaylı bir brif alıyorum. Daha sonra ise finalinde oynamayı kabul ettiğim karakteri duygularımın tam merkezine koyup şekillendirmeye başlıyorum. Genelde oynadığım karakterlerin yapısının %60’ı Cem, geri kalanı ise ruhum ve duygularımda yaptığım kurgudan oluşuyor.
Oyunculuğun sizi besleyen tarafları nelerdir, zorlandığınız zamanlar oluyor mu?
Ben, söylediğim gibi sokakta büyüdüm. Hala beni besleyen en büyük etken yine sokak… Sinema ya da dizi fark etmeksizin hangi işte hangi karakteri oynarsam oynayayım o adamları tamamen duygularımın üstüne inşa etmeye çalışıyorum. Oyuncu olmak isteyen arkadaşlarla konuşmalarımda da altını çizerek anlatmak istediğim şey tam olarak bu; evet, bu işin bir tekniği var fakat duygularınız güçlü olmadan bana göre hiçbir teknik hiçbir işe yaramaz. Duygular, duygular, duygular…
Kendinizle barışık mısınız? Değiştirmeye çalıştığınız bir yönünüz var mı?
Genel olarak kendisiyle barışık biriyim. Aslan burcuyum, yükselenim de aslanmış yeni öğrendim… Çok kolay bir adam olduğum söylenemez ama vicdanlı, iyi bir insan olmaya ömrümü adadım diyebilirim. Kolay bir çocukluk hayatım olmadı dolayısıyla belki de içimde geçmişten hala silinmemiş izler olabilir. Karşılaştığım insanların meslekleri, kim oldukları üstünde çok durmuyorum, benim için iyi bir insan olmaları yeterli. Egolarımı doğru yönetebildiğimi düşünüyorum; kimseyi ne kendimden aşağı da ne de yukarıda görmem. Tabii ki kendimde düzeltmek istediğim şeyler var…
Cem bey, bu soruyla sıkça karşılaştığınıza eminiz ama yine de sormak istiyoruz… Canlandırdığınız karakterlerden herhangi biriyle aranız da hiç benzerlik var mı?
Oynamayı kabul ettiğim karakterlerin elimden geldiği kadar bir kısmının Cem ile örtüşen yapıda olmasına dikkat ediyorum. Bugüne kadar oynadığım karakterler benim ruhumdan birer parçalar. Tabii ki tamamı değil ama önemli bir kısmı benim karakterimle örtüşüyor. Zaman çok kıymetli bir kavram, insanlar sinema ya da TV karşısında sizi ve içinde bulunduğunuz projeyi izlemek için bu kıymetten feragat ediyorlar. Sizi izlerken oynadığınız karakterden etkileniyor ve gerçek buluyorlarsa bir aktör doğru yolda demektir.
Yakın gelecek için planlarınız nelerdir?
Şimdiye kadar olduğu gibi yine iyi senaryolarla iyi oyuncular eşliğinde başarılı ekip ve yapım şirketleriyle çalışmak tabii ki… Sinema yapmayı çok istiyorum, üzerinde çalıştığım projeler var. Pandemi sürecinden sonra hayata geçirmek için sabırsızlanıyorum. Kısacık hayatta bu dünyadan göçüp gittiğimde iyi bir insan ve iyi bir aktör olarak anılmak için elimden geleni yapıyorum.
Pandemi kaynaklı karantina süreci sonrasında yaşadığımız yeni normal hakkında neler söylemek istersiniz?
Tabii ki çok zor bir süreç geçiriyoruz. Virüsten dolayı kıymetli eşim Gülşah hanımın dayısını kaybettik… Yakınlarınızı kaybettiğinizde bu sürecin ciddiyetini çok daha derinden anlıyorsunuz. Birden bire kısıtlanmış olarak hiç alışık olmadığımız bir hayatın içinde bulduk kendimizi. Allah’tan tüm dileğim ülkemizin ve tüm dünyanın bu illetten kurtulması… Sağlık çalışanlarımıza minnettarım, nasıl canla başla mücadele ettiklerine çok yakından şahidim. Haklarını bize helal etsinler. Bu süreçte hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet yakınlarına da baş sağlığı diliyorum… Kurallara çok ama çok dikkat etmeliyiz bu işin şakası yok.